| Sadece gözlerini kapa ve kimsenin seni izlemediğini söyle kendi kendine. | Open Subtitles | لذا؟ اغلقي عيونك واقنعي نفسك بأنه لا يوجد أحد ينظر إليكِ |
| Suratını çiğneyip, gözlerini çıkartmak istiyorum ve onları yemek istiyorum. | Open Subtitles | حسناأُريد مضغ وجهِك وأخراج عيونك وأُريد أن أَأكلهم وإمضغهم وأمصهم |
| Ooooo, böyle aptal oluşunu seviyorum gözlerini kapat, rahatla, vetadını çıkar... | Open Subtitles | كم احب ان تلعب دور الأخرس فقط اغلق عيونك استرخ واستمتع |
| Gözlerin seninle oyun oynuyor, görmek istemediğin şeyler görmeni sağlıyor. | Open Subtitles | لأن عيونك تخدعك أنت ترى أشياءا لا تريد أن تراها |
| Yaran şimdi iyi, ama Gözlerin yaşın ilerlediği için kötüleşmiş. | Open Subtitles | جرحك بخير الآن لكن عيونك ضعفت مع التقدم في السن |
| Bunu sana söylediğim anda gözlerinde gördüm. | Open Subtitles | عيونك في ذلك رأيت لقد اترى، . . أخبرت. التي اللحظة في |
| Ölü bir adamın Gözlerinin içine bakmak kötü şans getirmez mi? | Open Subtitles | ألا يجلب هذا، الحظ السئ، أن رجلاً ميتاً يحدق إلى عيونك |
| Sadece kafanı topla ve gözlerini aç. | Open Subtitles | إننى فقط أحاول أن أنير عقلك و أن أفتح عيونك |
| gözlerini dört aç. Odadan dışarı adımını bile atmayacak, anladın mı? | Open Subtitles | ابق عيونك مفتوحة لا يجب ان تغادر هذه الغرفة فهمت |
| Şimdi köşeye git ve gözlerini kapat, sakın dikizleme. | Open Subtitles | الان .. أذهبى وغمى عيونك فى هذه الزاويه ولا تسترقى النظر |
| Suyun altında gözlerini sağa sola dayanabildiğin kadar oynat. | Open Subtitles | حرك عيونك يميناً ويساراً تحت الماء . لأى وقت تستطيعه |
| Unutma, gözlerini açık tut ve en ufak bir hıçkırıkta beni uyandır, tamam mı? | Open Subtitles | فقط تذكر أبقي عيونك مفتوحة وتشنج واحد، توقظني، حسناً؟ |
| Gitmeden önce, son kez bana mavi gözlerini göster. | Open Subtitles | فقط اعطني عيونك الزرقاء قبل ذهابك، حسناً؟ |
| Perdelenmiş Gözlerin ve kilitlenmiş dudaklarını kuşanıp iyi olur tebdili kıyafet dolaşsan! | Open Subtitles | أفضل ما يمكنك أن فعله أن تجمل وجهك بتنكر متقن اجعل شفاتك دوما محافظة و على عيونك ستارة عمياء |
| Güzel Gözlerin, iki yıldız gibi parıldıyor. | Open Subtitles | جميلة هي عيونك .. إنها ساطعة مثل نجمين يلمعان |
| Bu kırmızı şey Gözlerin için çok güzel şeyler yapacak. | Open Subtitles | اللون الاحمر سيقوم باشياء جميله على عيونك |
| Aman Tanrım! Gözlerin çok kötü görünüyor. -Karda iki sidik deliği gibi. | Open Subtitles | عيونك تبدو بشعـة مثل فتحـات البول في الثلج |
| Senin gözlerinde benimkisiyle aynı ifade var. | Open Subtitles | أنا أرى في عيونك بأنك قد مررتي بنفس تجربتي. |
| Gözlerinin önünde ölmesini ister misin? | Open Subtitles | أنت تريدى أن تراه ميتا أمام عيونك تماماً؟ |
| Esteban, adamlarını evin etrafına yerleştir. Gözlerinizi dört açın. | Open Subtitles | استيبان فرق رجالك حول المنزل و ابق عيونك مفتوحة |
| Lanet olası gözlerine bakmamda bir mahzur var mı? | Open Subtitles | هل تمانعين فى إلقاء نظره على عيونك اللعينه؟ |
| Seni su seviyesinden Gözünü ayırmaman için uyarmıştım. | Open Subtitles | لقد حذرتك بأبعاد عيونك عن مستويات المياه تلك |
| Şimdi, yeni efendinle tanışırken şu şapkayı Gözlerinden çek. | Open Subtitles | حان الوقت لتقابل سيدك الجديد إسحب تلك القبعة من عيونك |
| Buradayken ışıkları açın! Gözleriniz mahvolacak! | Open Subtitles | أشعل الأنوار عندما تكون بالأسفل سوف تضر عيونك |
| Sendeki güç, kararlılık, gözlerindeki alev çok hoşuma gitti, çalışmak ister misin? | Open Subtitles | قوّتك، هوسك، النار تحترق في عيونك. أحبّهم. |
| "Ay büyük bir pizza gibi gözüne çarptığında... | Open Subtitles | عندما يسطع القمر على عيونك كما فطيرة البيتزا الكبيرة |
| Dik oturun. Gözler ileri. Konuşmak yok. | Open Subtitles | اجلسي ثابتة ، عيونك للأمام ، ممنوع الكلام |
| Şu güzel kahverengi gözlerini aç ve etrafına bak. | Open Subtitles | إفتحي عيونك السمراء الجميلة وشاهدي الجحيم حولك. |
| Gözlerinize inanamayacaksınız. | Open Subtitles | أنت لن تعتقد عيونك. |
| Ve şehvetli Bakışlarını yerden kaldırma, azgın köpek yoksa o pis derini kırbaçlarım! | Open Subtitles | و ابقى عيونك اللعينه على الارض ايها الكلب او سأضرب جلدك الاسود هذا بالسياط |