İsa kendisini kurtarması için bir avukat mı tuttu? | Open Subtitles | ليسوا قطعان ماشية وهل عيّن المسيح محامٍ ليخلصه؟ |
Yazı karakterini, düzeni değiştirdi, modaya uygun fotoğrafçılar tuttu ve babam onun bir kahraman olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | غير الخط، المخططات، عيّن مصورين عصريين، وأبي يظنه بطلاً ما |
Ordu, özel kuvvetlerden ayrıldığında sana bir danışman atadı mı? | Open Subtitles | هل عيّن لك الجيش مُستشاراً حينما غادرت القوّات الخاصّة؟ |
Evet, karşılayabiliriz. Frobisher adam öldürtmek için bir polis memuru tutmuş olabilir. | Open Subtitles | لربّما عيّن فوربشر ضابط شرطة لارتكاب جريمة قتل |
Maximillien Jedreck yedi yıl önce Paris'e atandı. | Open Subtitles | ماكسيميليان جيدريك، عيّن في باريس منذ سبع سنوات. |
Bir tane de kadın işe al. | Open Subtitles | عيّن امرأة أيضاً |
- Bize. Merkez, Amerikalıların antibalistik füze programında çalışan bilim adamlarını öldürmesi için bir kiralık katil tuttu. | Open Subtitles | المركز عيّن قاتلًا ليبدأ بقتل العلماء في برنامج الصواريخ الدفاعية المقذوفة الأمريكي |
Sid kendine bir yardımcı tuttu demek? | Open Subtitles | أرى أن سييد عين عيّن معاوناً شخصياً يعجبني ذلك |
Sonra Donnelly öğrenir diye korktu ve onu takip etmek için Tommy Boyd'u tuttu... | Open Subtitles | ثم شعر بالقلق ان "دونلي" لربما يعرف. اذاً عيّن "تومي بويد" كي يضع ناظريه عليه. |
Tahminimce o hastalarından birisi HR'ı onu susturması için tuttu. | Open Subtitles | -أعتقدُ أنّ أحدهم عيّن الموارد البشريّة كي يُبقيها صامتةً . |
Rakibimiz de bir Amerikalı tuttu. | Open Subtitles | الطرف المعارض عيّن فريقه الأمريكي الخاص |
Ailemi patronunu öldürmeleri için tuttu. | Open Subtitles | . لقد عيّن أبوي ليقتل رئيسه |
-Zaten bir çok kişiyi bu işe atadı. | Open Subtitles | -سبق وأن عيّن أشخاصاً لتأدية المهمّة الخاصة |
İki kez valilik yapan Chiles Florida Temyiz Mahkemesi'nin yedi yargıcının altısını atadı. | Open Subtitles | بما أني حاكم لفترتين، عيّن (شيلي) ستة من 7 قضاة في محكمة فلوريدا العليا. |
Piskopos, Peder Flynn'i Aziz Jerome Kilisesi ve Okulu'na baş papaz olarak atadı. | Open Subtitles | الأسقف عيّن الأب (فلين) قسّاً على كنيسة ومدرسة (سانت جيروم) |
Hastane, sırtlarını ovsun diye birini tutmuş tam zamanlı. | Open Subtitles | ...وقد عيّن المشفى أخصّائياً لتدليكهم بدوامٍ كامل |
Strickland, Canter'i öldürmek için tutmuş gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو بأنّه عيّن ( ستريكلاند ) بغاية ( قتل ( كانتر |
Anlaşılan Bay Munson kendine koruma tutmuş. | Open Subtitles | يبدو أن السيد (مانسون) عيّن حارسًا شخصيًا |
Haziranın 12 sinde bu rahip Cheddar köyüne atandı. | Open Subtitles | الثاني عشر من يونيو, هذا الكاهن عيّن على قرية تشيدر |
Çünkü babam Gizli Servis'te çalışıyor ve buraya atandı. | Open Subtitles | لأن والدي في وكالة الإستخبارات ولقد عيّن هنا. |
Kilisenin, Briarcliff'i devlete bağışlamasından kısa bir süre sonra Timothy Howard, New York Kardinalliği'ne atandı. | Open Subtitles | "عيّن (تيموثي هاورد) كاردينال على "نيويورك بفترة قصيرة بعدَ تبرع الكنيسة بـ "بريكليف" للولاية |
İyi, başka birini işe al o zaman. | Open Subtitles | حسناً، عيّن شخصاً آخر |