| İçgüdüleri onlara, dünyadaki ilk dakikalarında ne yapmaları gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | ترشدهم غريزتهم بما يتوجب عليهم فعله في أول دقيقة يعيشونها |
| Av içgüdüleri kontrolü ele alır ve onları deli eder. | Open Subtitles | غريزتهم للصيد ستتولى الأمر، ستقودهم للجنون. |
| Alfalarını koruma içgüdüleri epey güçlü. | Open Subtitles | غريزتهم لحماية الـــ آلفا الخاص بهم قوية للغاية |
| Kanada'nın yabanında 320 kilometreyi aşmaları için onlara sadece içgüdüleri rehberlik edecekti." | Open Subtitles | غريزتهم وحدها ستقودهم عبر 200 ميل محفوفة بالمخاطر من البرية الكندية |
| İçgüdüleri, denize mümkün olduğunca çabuk varmak yönündedir. | Open Subtitles | غريزتهم هي أن يصلوا إلى البحر بأسرع ما يمكن |
| - Jürinin içgüdüleri beraat yönünde. | Open Subtitles | المحلفين خائفون غريزتهم تميل للاعتزال |
| İlk içgüdüleri budur, hep kaçarlar. | Open Subtitles | انها غريزتهم , دائماً الهرب |