| Boşuna uğraşmayın, numarayı çoktan değiştirdim. | TED | لا تتعبوا أنفسكم بكتابة الرقم، لقد غيرته. |
| Aslında ismimi, "Y" ve iki "S" ile "Lyssa," olarak değiştirdim. | Open Subtitles | في الحقيقة لقد غيرته إلى "ليسا"، بحروف " y" و "ss" |
| Tamam. Daha çok beyaz kadın rolü oynamak için değiştirdin yani? | Open Subtitles | غيرته للحصول على الكثير من الأدوار الأمريكية؟ |
| Onu savaş değiştirdi meydana gelen tüm o kötü olaylar. | Open Subtitles | أنها الحرب التي غيرته كل تلك الاحداث الفظيعة التي حدثت |
| Evet adı Nina Skinner'mış 6 yıl önce İlk Şafak Kilisesi'ne katılınca değiştirmiş. | Open Subtitles | غارسيا,قلت ان الضحية الاخيرة فلوريسا,غيرت اسمها؟ نعم,اسمها كان نينا سكينر و لقد غيرته |
| O isteği yaptığını gördüm ve daha mantıklı olan bir sedan arabayla değiştirdim. | Open Subtitles | لقد رأيت انك تقدمت بهذا الطلب لذا غيرته إلى سيارة سيدان معقولة |
| Tekrar içmeye başladığında değiştirdim ve tekrar değiştirmeye fırsat olmadı sanırım. | Open Subtitles | غيرته عندما أصبت بانتكاسة وأظن أن الفرصة لم تسنح لي لأقوم بتغييره |
| Adım Schmidt (bir Alman ismi) idi, ama onu Smith olarak değiştirdim. | Open Subtitles | اسمي شميت، لكني غيرته إلى سميث. |
| Yer eskiden parkeydi ama değiştirdim. | Open Subtitles | هذه الأرضية كانت خشبا لكني غيرته. |
| Ama dün de "Luthor" adına değiştirdim. | Open Subtitles | ولكنني غيرته ثانيه أمس إلى لوثر |
| İntiharı sevmeyeceğinizi biliyordum o yüzden değiştirdim bile. | Open Subtitles | -كان لدي شك أن الانتحار لن يعجبك, غيرته. |
| Dikkat çekmemek için değiştirdin. | Open Subtitles | غيرته لتمر بدون أن يتم التعرف عليك |
| Ama yapmadın, beni kurtararak değiştirdin. Ama bundan sonra sonsuza dek mutlu olacağız. | Open Subtitles | ولكنك لم تفعل ، لقد غيرته لقد انقذتني |
| Sargılarını bir saat önce değiştirdin. | Open Subtitles | لقد غيرته منذ حوالي، ساعة مضت. |
| Chris İsviçre'ye gitmek istedi. Kadın onu Çad olarak değiştirdi. | Open Subtitles | كريس أراد الذهاب الى سويسرا و هي غيرته الى تشاد |
| Ben de DNA testi yaptırdım ama Emily yalanını sürdürmek için onu değiştirdi. | Open Subtitles | ولذلك قمت بإجراء فحص الحمض النووي والذي غيرته إيميلي لتطيل كذبتها |
| Belki lösemiyle savaşı onu değiştirdi, onu daha iyi bir insan haline getirdi. | Open Subtitles | ربما نجاته من اللوكيميا غيرته قادته ليصبح رجلاً أفضل |
| Bu yüzden değiştirmiş olabilir. Yarım saat bitmiş. | Open Subtitles | و الذي قد يكون قد غيرته لقد مضى نصف ساعة |
| Görünüşe göre onu kullanmadan önce değiştirmiş. | Open Subtitles | حسنا , من الواضح انها غيرته قبل ان تستخدمه. |
| Onun biraz kıskançlığı haricinde, yok denecek kadar az sorun yaşadık. | Open Subtitles | ولكن بغضّ الطرف عن غيرته الطفيفة، كانت مشاكلنا برقّة المناديل الورقيّة |
| Çok iyi bir adam karanlıkta karısıyla beraber oturup kıskançlık dedikodusu yapmaz. | Open Subtitles | الرجل الأفضل لا يجلس في الظلام مع امرأته، ومع غيرته |
| Kiliseye katıldığımda Değiştirmiştim. | Open Subtitles | أجل ، غيرته عندما انضممت إلى الكنيسة |
| Empati, erkek kıskançlığının önüne geçer. Ne? | Open Subtitles | طغى تعاطفه على غيرته الذكورية |
| Finnegan'a yeni bir görev verildi, ama orman onu değiştirmişti. | Open Subtitles | عرض على توم مهمه جديده لكن الغابه غيرته |