| NDB: Çoğu efsaneler gibi, kızlık zarı hakkındaki efsaneler de doğru değil. | TED | ن.د.ب: مثل غالبية الخرافات، فالخرافات حول غشاء البكارة غير صحيحة. |
| "Katil maymun" politik olarak doğru değil, ama gerçekliliği inkâr edilemez. | Open Subtitles | أسطورة القرد القاتل خطأ لكن لايمكننا القول إنها غير صحيحة |
| - Kara kuşak olmadım doğru değil. | Open Subtitles | إن الاشياء التي تقال عني بأني لا أمتلك حزام أسود غير صحيحة. |
| Eğer bunlardan herhangi biri doğru değilse o zaman kız kardeşimle evlendirmem seni. | Open Subtitles | وإذا كانت كل تلك الاحتمالات غير صحيحة فلن أسمح لأختي بالزواج منك |
| Ama onunla konuşup konuşup doğru olmayan şeyleri düşündürttüm. | Open Subtitles | لكنني قمت بمجاراته ومجاراته وجعلته يفكر بأمور غير صحيحة |
| Bunun sonucunda, yeteneksiz veya çok yetenekli insanlar yanlış bir öz değerlendirme içinde sıkışıp kalırlar. | TED | والنتيجة أن الناس ما إذا كانوا غير مؤهلين أو ذوي كفاءة عالية دائمًا ما يقعون في وهم النظر إلى أنفسهم بطريقة غير صحيحة. |
| Ve bazen bildiğimizi düşündüğümüz şeyler bile doğru değildir. | Open Subtitles | وأحيانا حتى للأشياء التي نعتقد اننا نعرفها... تكون غير صحيحة. |
| (Gülüşmeler) Dolayısıyla Belle'in hikâyesindeki en büyük sorun doğru olmaması değil. | TED | (ضحك) لذا، لم تكن أكبر مشكلة في قصة بيل أنها غير صحيحة |
| Söylenenler doğru değil biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت تعلم أنّ الإشاعات غير صحيحة, أليس كذلك؟ |
| Bu sadece bir söylenti. doğru değil. | Open Subtitles | تعلمين أن هذه مجرد شائعة , انها غير صحيحة |
| Ben... bu haberi okuyamayacağım çünkü doğru değil. | Open Subtitles | ولكنني لا أستطيع قراءة هذه القصة لأنني أعلم أنها غير صحيحة |
| - Bu hiç doğru değil. | Open Subtitles | واحدة تلو الأخرة انها فقط غير صحيحة حسناً |
| Bence bu düşünce muhtemelen doğru değil. | TED | وأظن أن هذه الفكرة غير صحيحة نوعا ما. |
| Eski bir deyiş... Ancak bu hususta doğru değil. | Open Subtitles | مقولة قديمة غير صحيحة بهذه الحالة |
| Eğer Weaver'ın görevi doğru değilse, geriye dönecektir. | Open Subtitles | إذا كانت مُهمى ويفر غير صحيحة . سَوف يتراجع |
| Eğer bu hikaye doğru değilse ben biterim Ray. | Open Subtitles | في حال كانت هذه القصة غير صحيحة عندها سوف ينتهي أمري |
| doğru olmayan bir sürü şeyi detaylandırmış. | Open Subtitles | الكثير من الاشياء والتفاصيل كانت غير صحيحة |
| Geçen gün doğru olmayan ve Axl'ın düşündüklerini yansıtmayan şeyler söylemiş olabilirim. | Open Subtitles | ربما قلت بعض الأمور في اليوم الماضي وإتضح أنها غير صحيحة أنا كنت أثرثر وحسب |
| Eğer yanlış bir şey yaparsa, kırmızı ışıkta karşıya geçse bile, vur onu. | Open Subtitles | إن فعل أمراً خاطئاً و إن عبر الشارع بطريقة غير صحيحة .. |
| ...ve uçağın arızalı olduğu iddiası kati surette doğru değildir. | Open Subtitles | "تكون غير سليمة بخصوص الطائرة فهي غير صحيحة قطعًا." |