| Ve tahmin edebileceğinden de uzun zamandır inanılmaz bir hayat sürdürdüğümü. | Open Subtitles | وأخبره إن حياتي كانت غير معقولة لمدة أطول مما يمكنه التصور |
| çok önemli, etkili teknolojiler hâlini alacaklar ve gelecek yüz sene içinde inanılmaz değişikliklere olanak sağlayacaklar. | TED | ستكون تقنية أساسية, و ستقود إلى تغيرات غير معقولة في 100 سنة القادمة. |
| İmparatorluğun geleceği hakkındaki korkularımın, Mantıksız olduğuna kendimi ikna etmeyi denedim ama... korkularım Mantıksız değil. | Open Subtitles | لقد حاولت إقناع نفسى بأن مخاوفى على الإمبراطورية غير معقولة لكن مخاوفى معقولة |
| İnanılmazsın, bunu biliyor muydun? Trajedi, ha? | Open Subtitles | انتي غير معقولة , أتعرفي هذا؟ مأساه صحيح |
| Nasıl olduğunu bilirim. Etrafın çoğu abes olan isteklerle sarılır. | Open Subtitles | الكثير من المطالب لديك والعديد منها غير معقولة |
| Ve yaşadıklarımızın "enfes" olarak devam etmesini istiyorsak, bence en iyisi, birbirimizden makul olmayan isteklerde bulunmamamız. | Open Subtitles | .. وكي نحافظ على علاقتنا مبهجة .. أعتقد أنه من الأفضل ألا نطلب من بعضنا البعض طلبات غير معقولة |
| Bu sayede, gazeteci vatandaşlar bu rüşvet öyküsünü de yaydılar. İnanılmaz bir manzara ortaya çıktı. | TED | برصد ذلك كذلك ، وقد كان هناك صورة غير معقولة قد تكون رأيتموها في الصفححة الأولى لجريدة أوقات نيويورك |
| Zamanla inanılmaz diyebileceğim veriler elde ettim. | TED | و حصلت على المزيد من النتائج ، التي تكاد تكون غير معقولة ، لدرجات ترتفع مع مرور الوقت. |
| Son derece inanılmaz. İyi misin? | Open Subtitles | لدي قصة غير معقولة لأخبركِ اياها مدهشة حتماً، هل أنتِ على ما يرام؟ |
| Ama aklınızda bulunsun, güvenlik inanılmaz seviyede. | Open Subtitles | لكن يجب أن أخبركم أن الحراسة في ذلك المكان غير معقولة |
| Bir patlağa izleyici enjekte edip salma fikri inanılmaz geliyor olmalı. | Open Subtitles | فكرة حقن الخارق بمتتبع والإفراج عنه لا بد أنها فكرة غير معقولة |
| Vahşi doğadan kaynaklanan her ses manzarası, kendine özgü imzasını üretir ve bu da inanılmaz miktarda bilgi içerir. Bu bilgilerden bazılarını, bugün sizlerle paylaşmak istiyorum. | TED | و كلّ مشهد صوتيّ منها صادر من موطن طبيعيّ يشكل بصمته الخاصة، التي تحتوي على كمية غير معقولة من المعلومات، و تلك المعلومات هي ما أرغب في مشاركته معكم اليوم. |
| Geçmişini kontrol etmek tamamen Mantıksız olmasa bile. | Open Subtitles | على الرغم منأن التحقق من معلومات أساسية ليست غير معقولة تماما. |
| - Eminim, ama o 13 yaşında, ve pek çok berbat özelliklerinin yanında aynı zamanda da Mantıksız. | Open Subtitles | إنها في الـ13, وهي غير معقولة هذا غير الكثيرمن التصرفات الحمقاء |
| - İnanılmazsın. - Doğru söze ne hacet. | Open Subtitles | . أنت غير معقولة . لا يمكنني أن أجادلك بهذا |
| İnanılmazsın. Hiç durmuyorsun. | Open Subtitles | أنتِ غير معقولة,فقط لا تتوقّفين |
| Aman tanrım! Ne inanılmaz bir tesadüf. | Open Subtitles | يا إلهي يا لها من مصادفة غير معقولة |
| Etrafta hareket ettiğimiz fikri abes gözüküyordu. | Open Subtitles | فكرة أننا نقف علي أرض طافية كانت غير معقولة |
| Bunlar makul olmayan talepler. | Open Subtitles | هذه مَطالب غير معقولة. |