| kıskançlık filan değil. | Open Subtitles | لا يعني ذلك أنني غيورًا أو أي تفسير آخر |
| Jay, ama sen hiç kıskançlık yapmazdın böyle. | Open Subtitles | (جاي)، لكنك لم تكن أبدا غيورًا بهذه الطريقة. |
| kıskançlık yapma. | Open Subtitles | لا تكن غيورًا |
| Becerikli ve meşhur olmasına karşın, Daedalus egoistik ve kıskanç birisiydi. | TED | وعلى الرغم من مهارة وشهرة دايدالوس، إلا أنه كان غيورًا وحسودًا. |
| Hayır, kıskanç değilim. | Open Subtitles | كلا، أنا لست غيورًا، لم أكن غيورًا أبدًا لا يهم عدد |
| Aşklarını kıskandı ve bozmaya çalıştı. | Open Subtitles | كان غيورًا من حبهم لذا حاول أن يكسر ذلك الحب. |
| Ve kıskanmaya başlıyorsun. | Open Subtitles | ثم أصبحت غيورًا. |
| Adam da gidip kıza benim onu kıskandığımı söyledi. | Open Subtitles | ثم ذهب و أخبرها أننى كنت غيورًا |
| kıskançlık yapma. | Open Subtitles | لا تكن غيورًا |
| Barney, kıskançlık yapma. | Open Subtitles | (لا تكن غيورًا يا (بارني |
| Benden daha genç ve çok kıskanç. | Open Subtitles | على أي حال، انه أصغر بكثير مني لقد أصبح غيورًا جدًا |
| Bu sinir krizi değil. Ben de kıskanç değilim. Sadece sıkıldım. | Open Subtitles | ليست نوبة غضب، ولست غيورًا لقد اكتفيت فحسب! |
| Onun kıskanç olduğunu da biliyoruz. | Open Subtitles | ونعلم أنه كان غيورًا |
| Ama sen hala kıskanç olacaksın. | Open Subtitles | لكنّك ستزال غيورًا |
| Ama gottie yeteneğimi kıskandı. | Open Subtitles | ولكن (جوتى) كان غيورًا من موهبتى |