| Sanki bir tarikat tarafından beyni yıkanmış gibi. | Open Subtitles | كما لو غُسل دماغه من قبل طائفةٍ مذهبيّةٍ. |
| İncil, dinden dönenleri, yıkanmış sonra da çamurda debelenmeye bırakılmış bir tohum olarak tarif eder. | Open Subtitles | يصف الكتاب المقدس المرتد بالبذر الذي غُسل ثم غمس في الطين. |
| Freddy'nin beyni yıkanmış. | Open Subtitles | لقد غُسل دماغ فريدي |
| Yok karısı ceketini yıkamış da o yüzden yazılar silinmişmiş. | Open Subtitles | ماذا كان يقول؟ غُسل قميصه ؟ .ورقةٍ ما , بدت وكأنها طبيعية |
| Bu sabah yıkamış olmalı. | Open Subtitles | إنّه حتمًا غُسل هذا الصبح. |
| bu bir el yıkama tası bununla ancak el yıkanır. | Open Subtitles | هو صحن غُسل. نغسل أيدينا فيه بعد أكل وجبات الطعام. |
| Beynim sanki yıkanmış gibi. | Open Subtitles | كأنّ عقلي قد غُسل |
| Beyni yıkanmış. | Open Subtitles | لقد غُسل دماغُه |
| Senin Jeremy'yi geri döndüreceğini sanıyordum ama meğer sen sadece beyni yıkanmış delinin tekiymişsin. | Open Subtitles | خلتكِ ستعيدين (جيرمي)، لكن اتّضح أنّكِ محض مخبولة غُسل دماغها |
| Görünüşe göre Katie de beyni yıkanmış gibi kendini arabanın önüne atmış. | Open Subtitles | ... من الواضح بأن " كايتي " , دفعت نفسها الي السيارة . كما لو ان دماغها قد غُسل أيضاً |
| Rip'in beyni yıkanmış ve mızrağın bizdeki parçasını aldı. | Open Subtitles | (ريب) غُسل مخه وأخذ قطعة رمح القدر. |