| ve sonuç olarak sadece ısıtılan havanın ürettiği güce sahip oluyorsunuz, ama bütün enerjinizi metali ısıtmak ve soğutmak için harcıyorsunuz. Bu yüzden, birisi çok zekice bir fikirle geldi: | TED | وتحصل فقط على الطاقة من الهواء الذي يسخن في نفس الوقت ولكنك كل الطاقة التي تسخن وتبرد المعدن فأتى أحدهم لفكرة ذكية |
| Halverson mağazasının önünde yürüyordum... ve sahibi yanıma geldi, ve bana modellik teklif etti. | Open Subtitles | كنت مارا بجوار مركز هالفرسون فأتى المالك صوبي مباشرة وعرض علي العمل كعارض أزياء |
| Sırlarını biliyor ama elinde kanıtı yok, o yüzden senin iyi biri olduğuna onay vermem umuduyla bana geldi. | Open Subtitles | إنه يشك بك لكن ليس لديه دليل لذا فأتى على أمل أن أضمنك له |
| Gittim, içeri oturup dansçıları izliyordum ki yanıma geldi. | Open Subtitles | دخلت وجلست تفرّجت على الراقصات لبضع دقائق فأتى إليّ |
| Turbo kapıya gagasıyla vurur, onu içeri alırız ve buraya gelir | TED | كان توربو يطرق على الباب بمنقاره فسمحنا له بالدخول فأتى إلى هنا |
| dedi. Sınıfıma geldi ve harika bir deneyimimiz oldu. | TED | فأتى إلى فصلي وكانت تجربة رائعة. |
| Aşağıda ön kapının önündeydim ve taksiyi bekliyordum, oğlum yanıma geldi, benim için bir kart yapmıştı ve o elindeydi. | TED | كنت في الطابق الأسفل من الباب الأمامي ، و كنت أنتظر سيارة الأجره، فأتى الي ولدي في الطابق السفلي و قد وقد أعد لي بطاقه . وقد كان يحملها. |
| Belki de bir tüyo alıp, buraya geldi ve onu harcamaya kalktılar. | Open Subtitles | ربما شكَ في شيء ، فأتى إلىهناوأرادوالقبضعليه . |
| İş geç bitti ve o, buraya geldi. | Open Subtitles | لقد تأخرت في العمل فأتى إلى هنا |
| geldi, ona kutu içerisinde bir ayna verdim, "ayna kutusu" dediğim bir kutu. | TED | فأتى هناك (للعيادة)، وأعطيته مرآة مثل تلك، في صندوق، والتي أسميه صندوق المرآة، حسنا؟ |
| ..adam geldi ve tuğla ördü. | Open Subtitles | فأتى وقام بكسرها |
| Bu yüzden bana geldi ve seni ele vereceğimi düşündü. Ona ne dedin? | Open Subtitles | لذا فأتى على أمل أن أضمنك له |
| Sonra işte pizzacı geldi. | Open Subtitles | فأتى ساعي البيتزا وقفز (واين) من بين الشجيرات |
| - İzlemedeydik Zampa'nın geldiğini gördük. Sonra Çılgın da geldi. | Open Subtitles | كنّا نراقب فأتى (زامبا) وبعده بلحظات أتى (مادمن) أيضاً |
| Sonra Ghost okuldan sonra geldi. Eve girdik. | Open Subtitles | فأتى (غوست) بعد المدرسة واقتحمنا المكان |
| O da bana geldi. | Open Subtitles | فأتى إليّ |
| Sonra içlerinden en cesur olanı yaklaştı ve Katarina'nın yanına çömeldi. | Open Subtitles | واحد منهم كان أكثر جرأة من الآخر فأتى وجلس القرفصاء بجانب كاترينا |
| Ölürken bir arkadaşı geliyor ve İncil okuduğunu görüyor. | Open Subtitles | كان يحتضر فأتى صديق ورآه يقرأ فى الكتاب المقدس |