| ve nihayet ilk olumlu veriyi elde ettiğimizde, çok mutlu olmuştun. | Open Subtitles | و من ثم أخيرا وجدنا أول قراءات صحيحة فأصبحت سعيدا جدا |
| ve, kuş yumurtlamayı hatalı yapar, ötücü kuşlar kitle halinde ölür, şehirler sessizliğe bürünür. | TED | وبدأ تأثير ذلك يظهر عليه .. فأصبحت قشور بيوضه هشة جداً فصوت العصافير .. اختفى .. والمدن باتت صامتة .. |
| Tüm bunlar nasıl bariz ve şeffaf şekilde kendine hizmet eder şekildedir. | TED | فأصبحت الخدمة الذاتية واضحة وشفافة بشكل بديهي. |
| Bir doula (doğum koçu) oldum, yani insanlara hamilelik ve doğum sırasında destek sağlayan kişi. | TED | فأصبحت قابلة، تدرّب الشخص العادي لتقديم الدعم للناس أثناء الحمل والولادة. |
| 2.000 yıl boyunca Sümerliydim, sonra Hammurabi yönetimi altındaki bir Babilliydim. | Open Subtitles | فأصبحت سومري لمدة الفان عام ثم أخيراً بابلي تحت قيادة حمورابي |
| Bu cihazlar büyük ve pahalı olduğundan, bizim de onlara uygun merkezi, büyük binalar yapmamız gerekti. Böylece o binalar modern hastanelerimiz oldu. | TED | ولأنها كانت كبيرة ومكلفة جدًا، احتجنا إلى مبانٍ ضخمة ومركزية لحفظها فيها، فأصبحت مستشفياتنا الحديثة. |
| Olasılığı gördüm ve yıllar boyunca çok sıkı çalıştım. Münazaranın teknik hüneri konusunda gerçekten becerili oldum. | TED | رأيت الإمكانية، وعملت بجد حقًا على مدار سنوات طويلة، فأصبحت ماهرة تقنياً في المناظرات. |
| Sabah kalktığımda milyonerden zengindim... gece olduğunda ise bu çaputlardan ve zavallı bedeninden... başka bir şeyi olmayan meteliksiz bir sığıntı haline geldim. | Open Subtitles | ها أنا ذا , كنت أكثر من مليونير في الصباح فأصبحت لاجئا مفلسا بقدوم الليل لا أملك إلا هذه الأسمال البالية |
| Bu dünyada yediğim darbeler ve sillelerle o kadar kin tuttum ki öcümü almak için ne isterseniz yaparım. | Open Subtitles | أنا واحد من هؤلاء الذين أغضبتنى الدنيا بلطماتها ودواهيها فأصبحت لا أهتم بما أفعل للإغاظة الدنيا |
| ve sonra da hindi yetiştirmiş. Hindi çiftliğinde tabii. | Open Subtitles | و لاحقاً قام بتربية الديوك فأصبحت مزرعة ديوك |
| Çok kızdım ve karıncalarıma karşı çok acımasız ve sert oldum. | Open Subtitles | كنت غاضب , فأصبحت شديدا وعبوسا على خوالي |
| Onu güzel bir eve yerleştirdim cebini parayla doldurdum ve sonra istediğim zaman o eve gidip geldim | Open Subtitles | و أسكنتها في منزل ٍ جميل و أعطيتها ما تريده، فأصبحت آتي و أذهب كيفما أشاء |
| Çocuk sahibi olmaya geç karar vermişler, bu yüzden... ..ananem ve dedemle büyümüş gibi oldum. | Open Subtitles | لقد وُلدتَ في وقت متأخر فأصبحت كما لو كنت كبرت مع اجدادي |
| Dengesiz durumundan ötürü zootoksin bezesini ve iğnesini almak zorunlu hale geldi. | Open Subtitles | تحت الظروف الغير ثابتة فأصبحت مضطرة لأستئصال الجزء المؤذى من ذيلها |
| General'in oğluna yumruk attım. Bir saat içinde sıradan bir er oldum. | Open Subtitles | لقد لكمت ابن الجنرال فأصبحت جندياً في اللحظة نفسها |
| sonra 750 dolar artırıp tekliflerini 6250 dolara çıkardılar. | Open Subtitles | وأضافا عليها 750 دولار، فأصبحت 6250 دولار |