| Aksi taktirde, yemin ederim çok farklı bir yanımla tanışacaksınız. | Open Subtitles | وإلاّ فإنّي أعدكما أنّكما ستريان جانباً مختلفاً منّي |
| Acı çektiğini izlemek için beklemeyi tercih ederim. Çok daha tatmin edici oluyor. | Open Subtitles | فإنّي سأستمتع برؤيتكِ تعانين أمداً، فهذا أكثر رضاءً لي. |
| İş olursa paranın yarısı benim. | Open Subtitles | و إن نجح الأمر فإنّي سأحصل على نصف المار |
| Peki striptiz kulübüne gideceğiz. Fakat çıplaklar çıplaklar çıplaklar varsa. Gidiyoruz gidiyoruz gidiyoruz. | Open Subtitles | سنذهب لنادي تعرّي، لكن إن كان في تعرّي كثير جدًّا، فإنّي سأذهب مُبكّرًا.. |
| Görüntüyü geri sararak, onu oraya kimin astığını bulmayı umut ediyorum. | Open Subtitles | عن طريق مُشاهدة اللقطات المُؤرّخة، فإنّي آمل أن أحدّد من وضعها. |
| Çarpma yarıklarına göre en az 60 metre yukarıdan düşmüş. | Open Subtitles | من آثار الإصطدام، فإنّي أقدّر مسافة سقوطها بما لا يقل عن 60 متراً |
| Sen devam edecek kadar inatçıysan ben de seninle devam edecek kadar aptalım. | Open Subtitles | لو كنتِ عنيدة بما يكفي للمضي بالقضية، فإنّي غبيّ بما يكفي للمضي معكِ. |
| Eğer izin vermezseniz yemin ederim o piçi dışarıda kendim arar bulurum. | Open Subtitles | لأنّه إذا لمْ تسمحي، فإنّي أقسم، سأخرج وسأقبض على الوغد بنفسي. |
| Ama plaka doğru çıksa iyi olur yoksa gelirim buraya kaldığım yerden devam ederim. | Open Subtitles | لكن من الأفضل أن تثبت تلك اللوحة، وإلاّ فإنّي سأعود وأعيد تدويرك. |
| Ama plaka doğru çıksa iyi olur... ..yoksa gelirim buraya kaldığım yerden devam ederim. | Open Subtitles | لكن من الأفضل أن تثبت تلك اللوحة، وإلاّ فإنّي سأعود وأعيد تدويرك. |
| Eğer benden kurtulmayı düşünüyorsan yemin ederim bildiğim her yolu kullanırım... | Open Subtitles | أقسم، لو فكّرت في الهرب منّي، فإنّي ساستخدم كلّ الوسائل في... |
| Risk ne kadar büyük olursa olsun şansımı denemek istiyorum! | Open Subtitles | حتّى لو أنّ في ذلك مجازفة كبيرة، فإنّي أودّ أخذ فرصتي. |
| Şey, eğer bir şeye ihtiyacın olursa, ben zamanlayıcıyı tamir edeceğim sonra da ailece piknik yapacağız. | Open Subtitles | حسنٌ، إذا رغبتِ ببعض من المرح، فإنّي سأصلح المؤقت وأذهب لنُزهة عائلية رائعة. |
| Yardıma ihtiyacın olursa, ben gönüllü olurum. | Open Subtitles | حسناً، لو كنت بحاجة للمُساعدة، فإنّي سأتطوّع. |
| Ama başka bir açıklaman varsa dostum, seve seve dinlerim. | Open Subtitles | ولكن إن كان لديك تفسير آخر فإنّي أودّ سماعه |
| Soruşturmanız için yapabileceğim başka bir şey varsa hiç çekinmeyin. | Open Subtitles | لو كان هناك ما بإمكاني فعله للمُساعدة في تحقيقكِ، فإنّي سأفعله. |
| Çünkü dostumuzun bir planı varsa bile, ben göremiyorum. | Open Subtitles | لأنّ لو كان لدى صديقتنا خُطة، فإنّي لا أبصرها. |
| Başka şansım yoksa bile,yaptığın herşeyi taktir ediyorum. | Open Subtitles | إن لم تسنح لي فرصة أخرى، فإنّي أريدك أن تعلم بأنّي ممتنّ لكلّ ما فعلتَه |
| Size söylemeden önce, size bunu söylemekten nefret ediyorum. | Open Subtitles | قبل أخبركَ، فإنّي أكره التطرّق إلى هذا الأمر. |
| Hayır, hayır, ben burada yokmuşum gibi davranın. Sadece ona refakat ediyorum. | Open Subtitles | كلاّ , كلاّ , تظاهر بأنّي لستُ هُنا فإنّي أرافقها فحسب |
| Artık kimle karşı karşıya olduğumu biliyorum o yüzden ona göre davranışlarımı düzenleyeceğim. | Open Subtitles | الآن أعرف ما أتعامل معه، لذا فإنّي سأتكيّف وفقاً لذلك. |
| Hâlâ eski dostumun geri dönmesini bekliyorum. Görünüşe göre o yüzeyin hemen altında. | Open Subtitles | ما أزال مُنتظرًا عودة صديقي القديم، بالنظر إليك فإنّي أتوسّمه في ثناياك. |
| Bak, sen benden bir şeyler gizledikçe ben de senden gizlemeye başlayabilirim. | Open Subtitles | أتعرف، لو كنت ستكتم أسراراً عنّي، فإنّي سأبدء بكتم أسرار عنك أيضاً. |