| Ofiste, bölünmelerin ve rahatsız edicilerin çoğu gönülsüz olarak çalışanlara iş yaptırmaz. | TED | في المكتب , فإن معظم الانقطاعات والتشتت التي تسبب للناس عدم إنجاز العمل فعلا ليست عن رغبه. |
| Sonuç olarak, gök bilimci meslektaşlarımın çoğu, gençliklerinin en azından yarısını, arka bahçede gökyüzüne bakarak geçirdiler. | TED | ولذلك، فإن معظم زملائي من علماء الفلك أمضوا جزءًا من شبابهم وهم ينظرون إلى السماء في الفناء الخلفي، |
| çoğu insan, mantıklı olanı ve olmayanı düşündüklerinde, akıllarında aşağı yukarı böyle bir tablo oluşuyor bana göre. | TED | والآن فإن معظم الأشخاص، عندما يفكرون بشأن ما الذكي وما هو الساذج، فإنني أتصور أن الصورة في ذهني أشبه بهذا الأمر. |
| Ne yazık ki Avogadro'nun atom fikrini çoğu bilim insanı kabul etmedi ve doğru olduğunu ispatlamanın yolu yoktu. | TED | ولسوء حظ أفوغادرو، فإن معظم العلماء لم يتقبلوا فكرة الذرة، ولم تكن هناك وسيلة لإثبات صحة كلامه. |
| Bu yüzden, dünyanın nükleer sahibi uluslarının çoğu, kitleleri yok eden bu silahları ortadan kaldırmayı ahdettiler. | TED | لذلك، فإن معظم الدول النووية في العالم تعاهدت على التخلص من أسلحة الدمار الشامل. |
| Vücudunuzun çoğu sağlıklı hücreler olduğundan dolayı Tespit edilen DNA'nın çoğu da sağlıklı hücrelerden oluyor. | TED | بينما معظم خلايا جسمكم سليمة، فإن معظم الحمض النووي الذي يتم كشفه سوف يكون من خلايا سليمة. |
| Evet. çoğu insanın bunu tereddütsüz cevaplayabildiğini söylüyor. | TED | نعم. لذلك. كما يقول هنا ، فإن معظم الناس يجيبون دون أي تردد. |
| Avustralya'daysanız hapishane de olanların çoğu aborjinlerdir. | TED | فإذا كنت في استراليا مثلا .. فإن معظم من في السجن هم من السكان الاصليين |
| Yine de, yeryüzü gözlem uydularının çoğu tam anlamıyla fotoğraf çekmiyorlar. | TED | ومع ذلك، فإن معظم الأقمار الصناعية لرصد الأرض لا تلتقط صورًا على الإطلاق. |
| Uzaklaştırmaya gelince... buradaki öğrencilerin çoğu, sonsuza kadar... bir yerlerden uzaklaştırılmıştır. | Open Subtitles | إذا تم العمل بموجب الطرد فإن معظم الطلاب هنا سيكون قد تم طردهم بالفعل من مكان آخر بشكل دائم |
| Kölelerin çoğu vadiden geçti bile. | Open Subtitles | لحسن الحظ فإن معظم المزارعين قد تمكنوا من الفرار |
| çoğu adama kirli parayı verirsin onlar da sana bir kısmını iade eder. | Open Subtitles | تعلم ، فإن معظم الرجال ، كما تعلم تعطيهم الأموال القذرة وكل شيء ويعيدونها إليك ، مهلاً ، بعضاً منها |
| Gerçek su ki, çoğu cerrah | Open Subtitles | خاصة بالنسبة لي وفي الواقع ، فإن معظم الجرّاحين |
| Malesef çoğu marina ve tekne mezarlıklarının bilgisayar ağları üzerinde mevcudiyeti yok. | Open Subtitles | لسوء الحظ ، فإن معظم هذه المراسي و أحواض القوارب لا تملك وجود على الإنترنت |
| Aslında çoğu insan Tatlı Hayat'ı Roma'nın büyüsü olarak düşünür fakat tam tersi. | Open Subtitles | حسنا، في الواقع، فإن معظم الناس يعتقدون لا دولتشي فيتا هو عن بريق روما، ولكن المحاذير حول العكس. |
| çoğu öldürülmek üzere olan mahkum cezalandırılmadan önce vicdanlarını rahatlatmak ister. | Open Subtitles | حسنٌ، فإن معظم السجناء المحكوم عليهم بالإعدام، في النهاية يميلون إلى فحص ضمائرهم قبل تنفيذ الحكم |
| Diyeceğim o ki bu şeylerin çoğu bir yılı aşkın süredir su altındaymış. | Open Subtitles | لذا فإن معظم هذه الأدوات كانت تحت الماء لأكثر من عام |
| Açıkçası çoğu insanın midesi böylesine kötü ve ürkütücü şeyleri kaldıramıyor. | Open Subtitles | بصراحة، فإن معظم الناس لا يمكن أن يقبله شيء حتى الظلام أو مزعج. |
| Açıkçası, engelli adayların bir çoğu bundan fazla skor yapıyor. | Open Subtitles | في الواقع، فإن معظم الطلاب المعوقين وسجل الكثير، أعلى من ذلك بكثير. |
| Ve sonra, dışarı çıktıkları zaman, çoğu eyalette işverenlerin belli geçmişe sahip kişilere ayrımcılık yapmalarına engel olacak bir yasa bulunmaz. | TED | وبعد ذلك، عندما يخرجون من السّجن، فإن معظم الولايات ليس بها قوانين تمنع أصحاب العمل من التّمييز ضد الأشخاص الذين لديهم سوابق قانونية. |