| Ne işe yarıyor bilmiyorum ama ametist taşları da çizimin bir parçası. | Open Subtitles | لا أعرف ما فائدتها لكنها بالتأكيد جزء من هذا |
| Bu aptal bir kask... Ne işe yarıyor? | Open Subtitles | هذه الخوذة حمقاء الشكل، ما فائدتها ؟ |
| Yani, senin gibi iğrenç bir moruğa ne faydası olabilir ki? | Open Subtitles | أعني ما فائدتها لعجوز معوّق غارق في القذارة مثـلك؟ |
| Sana ne faydası var? | Open Subtitles | ما فائدتها لك ؟ |
| Demek istediğim, konuşmaya gökada kümelerinin nasıl yararlı olduğunu ve bunun bazı nedenlerini anlatarak başladım. Ama gerçekte neye yararları var? | TED | أقصد أنّني بدأت المحادثة بالحديث عن كيف أنّ عناقيد المجرات مفيدة وأعطيت بعض الأدلة على ذلك، لكن ما هي فائدتها الأصلية؟ |
| - Mermi olmadan işe yarar mı? | Open Subtitles | حصلت على البندقية، أنظري ! وما فائدتها دون هذه؟ - |
| O kahrolası yumurta. Onu biliyorum ne işe yaradığını da. | Open Subtitles | ،تلك البيضة اللعينة أعرف كل شيء حيالها، وأعرف ما فائدتها |
| Ne işe yarıyor? | Open Subtitles | -حسناً , ما فائدتها ؟ |
| - Ne işe yarıyor? | Open Subtitles | -وما فائدتها ؟ |
| Kızın bize ne faydası olur? | Open Subtitles | ما فائدتها لنا؟ |
| - Bayağı faydası var. | Open Subtitles | لديها فائدتها |
| Mesele ne kadar yararlı olursa olsun yalanın kendisi ile ilgili değildir. | Open Subtitles | إنها أقل من الكذبة نفسها بغض النظر عن فائدتها |
| Buğuda pişmiş balık sağlığa yararlı olan en iyi on yemekten biri. | Open Subtitles | و هي واحدة من الأطعمة العشرة الأهم من حيث فائدتها لك |
| Bu olay aşırıya ulaşırsa belki de yararlı olduğunu ispatlayabilir. | Open Subtitles | هذه الحادثة أخذت لنهايتها النهائية قد يثبت... فائدتها لكن... |
| Savaş ve Barış'ın aslında adının Savaş-Ne İşe Yarar olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | أتعرفين أن الإسم الأول لرواية "الحرب والسلام"، كان "الحرب... ما فائدتها"؟ |
| Işık olmadan ne işe yarar? | Open Subtitles | ما فائدتها من دون ولاعة؟ |
| Ne işe yaradığını bile bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف حتى ما هي فائدتها. |