| Yumuşak, lüks. | Open Subtitles | ناعم و فاخراً و الطريقة التى يداعب بها جلدى |
| Evimize geri dönünce lüks bir yemek yiyerek kutlayabiliriz. | Open Subtitles | وبوسعنا تناول عشاءاً فاخراً .. والإحتفال عندما نعود لمنزلنا |
| lüks bir yer. Ve Kevin kravat takmadan geldi. | Open Subtitles | كان فاخراً جداً وجاء بلا ربطة عنق |
| Masraflarını karşılayarak, tahta mucizelerinin başrolde olacağı, gösterişli bir sanat sergisi düzenleyeceğim! | Open Subtitles | وأريد أن أمول معرضاً فنياً فاخراً يعرض تحفك الخشبية |
| gösterişli ayakkabıları vardı, üzerinde kedi olan gösterişli ayakkabılar. | Open Subtitles | انتعل حذاء فاخراً عليه صورة هرّة. |
| Pek süslü püslü bir şey değil bir sandıktan portatif olduğu kesin. | Open Subtitles | ليست شيئاً فاخراً ولكن على الأقل يمكن حملها أكثر من الصندوق الخشبي |
| Birileri lüks losyon kokuyor. | Open Subtitles | يبدو أنّ أحدهم يستخدمُ مرطّباً فاخراً. |
| Çok lüks bir şey değildi ama üzerine A yazmıştım. Niye? | Open Subtitles | ليست شيئاً فاخراً لكن عليها حرف "أ" ؟ |
| Alüminyum. Nina ve benim de çok odalı lüks bir karavanımız vardı. | Open Subtitles | كان لدينا أنا و (نينا) واحداً فاخراً متعدّد الأقسام |
| Central Park yakınlarında lüks bir oteldi, değil mi? | Open Subtitles | (ذلك فندقاً فاخراً بالقرب من (سنترال بارك أليس كذلك؟ |
| Çok lüks bir yer değildir ama iyidir. | Open Subtitles | إنه ليس فاخراً ولكنه ممتاز |
| - lüks oda ayırtmıştık. | Open Subtitles | - لقد حجزنا جناحا فاخراً |
| lüks olsun. | Open Subtitles | نريده فاخراً |
| lüks görünüyorlar. | Open Subtitles | يبدو فاخراً |
| Çok gösterişli olmasın. Züppelikten nefret eder. | Open Subtitles | ليس فاخراً فهو يكره المتعالين |
| gösterişli olmasına gerek yok. | Open Subtitles | ليس فاخراً كثيراً. |
| Ben fazla gösterişli buluyorum şahsen. | Open Subtitles | أنا بنفسي أجده فاخراً |
| Hey, süslü püslü bir lokanta açmaya ne dersiniz? İnsanlar şapka ve paltolarını vestiyere koyunca da onları çalarız. | Open Subtitles | لنفتح مطعماً فاخراً ، وحين يترك الناس قبعاتهم وستراتهم نسرقها |