| Grubumuzdaki iki kız, Jewel ve Sandria geriye doğru yürüdüler çünkü adam şüpheliydi. | TED | أول فتاتين في مجموعتنا جيول و سندرا مروا بجانبه لأن مظهره كان مريبًا. |
| Aslında düğün olması gerekiyordu ama gelinin partisinde iki kız kavgaya tutuştu. | Open Subtitles | كان من المفترض ان يكون حفل زفاف لكن فتاتين من الحفل دخلوا |
| Bodrum katında çürüyüp giden iki kız var bir tanesi doğum yapmak üzere tabii önce adam onu döverek öldürmezse. | Open Subtitles | هناك فتاتين تتعفنان في القبو واحدة منهن على وشك ان تلد إن لم يقم ذلك الرجل بضربها حتى الموت أولا |
| Bara gidiyorlar ve bu iki kızla tanışıyorlar ve onları öpüyorlar. | Open Subtitles | و ذات مرة ٍ يذهبان إلى حانة ، و يقابلان فتاتين |
| Birbirinden habersiz büyümüş iki kızın yaz kampında karşılaşıp şok olmalarını anlatıyordu. | Open Subtitles | حول فتاتين نشأوا على حدة ثم يجتمعون في المخيم الصيفي ويفقدان صوابهما |
| Bu hafta tek yeni gelen misafirler birkaç tane üniversiteli kız. | Open Subtitles | لا، النزيل الجديد الوحيد الذي استقبلناه هذا الأسبوع كانتا فتاتين جامعيتين |
| Aynı adama aşık iki kız düello yapacak. | Open Subtitles | فتاتين فى حب نفس الرجل وكل واحده تريد قتل الأخرى |
| Bir kız burada gerçekten büyüleyici iki kızımız var. | Open Subtitles | فتاة, حسنا, لدينا فتاتين جميلتين بكل تأكيد. |
| Bir ay önce buraya geldiğimde çok sevimli iki kız vardı arkanda vokal yapıyorlardı. | Open Subtitles | عندما أتيت هنا منذ شهر. كان هناك فتاتين لطيفتين. وكانوا يغنون خلفكِ. |
| İki kız ve iki oğlan ya da, ...bilmiyorum, üç ya da dört. | Open Subtitles | فتاتين وصبيين أو لا أعرف، مع ثلاث أو أربعة رجال |
| 2 kız çocuğunun Baily tarafından bırakıldığını sanıyoruz. | Open Subtitles | تم تحرير فتاتين مفترض ، بناء على طلب بيلي |
| Yarısına geldim. Aynı anda bir veya iki kız. | Open Subtitles | أنا فى منتصف طريقى فتاة او . فتاتين فى نفس الوقت |
| Tahoe'da karşılaştığımız o iki kız sadece bir geceliğine kente gelmişler. | Open Subtitles | انهما فتاتين سنقابلهم اليوم فى نادى تاهوى |
| - Tesadüf değil! Tesadüf, aynı anda iki kızla çıkarken kardeş olduklarını öğrenmektir. | Open Subtitles | الصدفة هي مواعدة فتاتين في نفس الوقت و من ثم الإكتشاف أنهما شقيقتان |
| - İki kızla birden takılıyorum. - Eskiler ne der bilir misin? | Open Subtitles | .. لدي الآن فتاتين هل تعلم المقولة القديمة التي تقول؟ |
| Dün gece seks kulübünde olduğunu ve iki kızın ölümünden sorumlu olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم أنكُ كُنت تتواجد بنادي الجنس ليلة الأمس وأنت مسئول عن مقتل فتاتين |
| Güçlü bir kadın arkadaşlığı herifin biri yüzünden yıkılıyor. | Open Subtitles | علاقة صداقة قوية بين فتاتين . تُفسد بسبب رجلا ما |
| Zararlı birinin, sizin gibi savunmasız küçük kızları aldığını bilerek yaşayamam. | Open Subtitles | لن أنعم براحة البال إن تركت فتاتين ضعيفتين عرضة لرجل خسيس. |
| Bu akşam iki kadınla randevumuz var, ve eğer ikimiz de aynı gömleği giyersek tam birer aptal oluruz. | Open Subtitles | سنخرج مع فتاتين الليلة. إن أرتدينا نفس القميص، سنبدو كالبلهاء. |
| İki tane hatun kutuya kıvrılır. Birine "kafa" birine de "bacak" denir. | Open Subtitles | فتاتين يحشرن أنفسهم في الصندوق أحدهنّ يطلق عليها الرأس والأخرى الساقين |
| Aptal tayt üzeri ayakkabılar! Neden siz ezik kızlarla oynamak istedim ki sanki? | Open Subtitles | أحذية غبية تمنع انتزاع البنطال لماذا أردت اللعب مع فتاتين سخيفتين؟ |
| Güzel kızlarsınız, bunu biliyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | فتاتين شديدةَ الجمال, تعلمون هذا ؟ |