| O benim oğlum! Seni bunu yapmaktan alıkoysak daha kolay olmaz mı? | Open Subtitles | ّهذا هو فتاي أسيكون التصوير أسهل عليك لو علّقناك من طائرة ؟ |
| Canım oğlum.Onu çok seviyorum Onu sevdiğimi biliyorsun di mi ? | Open Subtitles | يا فتاي المسكين , أنا أحبه كثيرا أنت تعرفين مقدار حبي له , أليس كذلك؟ |
| Dyson, oğlum, Başabileceğini Sanmıyordum. | Open Subtitles | دايسون، فتاي لم أعتقد بأنك ستتمكن من فعلها |
| Şuradaki adamım 45'likte dünya dördüncüsü. | Open Subtitles | فتاي هناك يعد في المرنبة الرابعة من ال30 |
| Aferin benim oğluma. | Open Subtitles | هذا هو فتاي المطيع. |
| Benim tatlı çocuğum, benim tatlı çocuğum yarım kalan küçük bir işimiz var. | Open Subtitles | فتاي الصغي الوسيم فتاي الصغير الوسيم لدينا عمل لم ننهه بعد |
| Aferin! Ne yaptığını anlat. -İyi Akşamlar, efendim. | Open Subtitles | هذا هو فتاي ، أخبرنا ما الذي فعلته مساء الخير ، سيدي |
| -Merhaba. Bak Daily News'te oğlum için ne yazmışlar? | Open Subtitles | تفحصي الكتابات اللطيفة لقد دخل فتاي إلي الأخبار اليومية |
| Gerçi bir sürü hekim ve bir tanker kortizon gerekti ama oğlum yeniden sahalara döndü. | Open Subtitles | نعم , لقد استغرق الأمر فريقاً من تقويم العمود الفقري وحمولة سفينة من الكورتيزون ولقد عاد فتاي إلي الملعب |
| Senden daha iyiyim oğlum. Son birkaç ay birşeyler yedin mi? | Open Subtitles | أفضل منك يا فتاي , ماذا كنت تتناول في الشهور الماضية ؟ |
| Dur da sana bir bakayım, benim yakışıklı oğlum. Öldün sandım tatlım. | Open Subtitles | دعني انظر إليك يا فتاي الوسيم ظننت انك توفيت يا عزيزي |
| Sevgili oğlum, oyunun adını biliyorum, ama bu seninle ilgili. | Open Subtitles | فتاي العزيز، انا اعرف اسم اللعبة لكن هذا بشأنك |
| Teşekkürler oğlum. | Open Subtitles | ـ كلا، لا شيء شكراً لك، يا فتاي. |
| İşinin gerektirdiğini yapıyor. İş bitirici herif. adamım benim. | Open Subtitles | الرجل يفعل ما يتوجب عليه إنه رجل المهمات الصعبة, فتاي |
| İşte benim adamım! Şuna bakın! O paragöz değil. | Open Subtitles | هذا فتاي ، أنظروا له إنه ليس متزمتاً |
| Ne Dostum, ne de adamım. | Open Subtitles | اتفقنا ؟ هو ليس فتاي , هو ليس رجُلي |
| Aferin oğluma. | Open Subtitles | هذا فتاي المفضل |
| Benim çocuğum hala oralarda bir yerde ve dışarı çıkmak istiyor. | Open Subtitles | فتاي مازال موجود هناك وهو يريد الخروج |
| - Aferin oğlum. - Coco Puff, yemek zamanı. | Open Subtitles | اجل هاهو فتاي كوكو بف, وقت العشاء |
| Anlaşma seni çok zengin edecek evlat. | Open Subtitles | الصفقة سوف تجعلُك غنيّاً للغاية يا فتاي. |
| Tanrıya emanet ol, Dostum. | Open Subtitles | في رعاية الله ، فتاي اللطيف.في رعاية الله. |
| aslanım, Seymour. Yine her zamanki gibi beni bekliyorsun. | Open Subtitles | هذا هو فتاي سيمور يَنتظرُني هنا دائماً |
| Dışarıdaki adamıma, kız kardeşim yoluyla haber ilettim. | Open Subtitles | فتاي في الخارج، أحصل على كلامه من خلال أختي |
| Hep bulursun Jimmy. Bu yüzden benim oğlumsun. | Open Subtitles | نعم، أنتَ دائماً تفعلُ ذلك يا (جيمي) و لذلكَ أنتَ فتاي |
| Hey, sen benim adamımsın. | Open Subtitles | أنت فتاي أنت تعرف أني أحبك |
| Benim seçtiğim çocuk kızla evlenirse sonunda unutulmayanların topraklarını ben yöneteceğim. | Open Subtitles | إذاً، لو فتاي تزوج من الفتاة، سأتولى حكم أرض المتذكّرين أخيراً. |
| Sam amcanın gözleri uzerindeyken süveteri çekmek nasıl gidiyor, favori erkeğim. | Open Subtitles | كيف حال الأمور مع فتاي المفضل ؟ |
| Yani adamımı fırtınanın ortasında mı bırakacaksın? | Open Subtitles | إذن ستترك فتاي فحسب يتقلب مع الريح؟ |