| Frasier, açık konuşmak gerekirse boş zamanımı senin nasıl yaşadığını düşünerek geçirmiyorum. | Open Subtitles | لاكون صريحة معك ,انا لا امضي ساعات فراغي متخيلة كيف هي حياتك |
| Ve ben boş zamanımın çoğunu YouTube'a koyduğum bilim videolarını yapmaya harcıyorum. | TED | و أنا نفسي أقضي معظم وقت فراغي اعمل مثل هذه الفيديوهات العلمية و احملها على اليوتيوب. |
| Ardından boş zamanlarımda gün içinde daha da detaylanan hayalleri görmekten zevk alır hale geliyorum. | Open Subtitles | مؤخّرًا، في لحظات فراغي, يسرني حلم اليقظة الذي ينمو ويصبح أكثر وضوحًا وتفصيلًا يومًا بعد يوم. |
| Bütün boş zamanımı kendi tasarımım için harcıyordum. | Open Subtitles | أمضيت كلّ وقت فراغي على عمل تصميم خاص بى |
| Bütün boş zamanımı kendi tasarımım için harcıyordum. | Open Subtitles | أمضيت كلّ وقت فراغي على عمل تصميم خاص بى |
| boş zamanlarımda evimizin dizaynı konusunda... çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أعمل على بعض التصميمات لمنزلنا في وقت فراغي |
| Yazmak para kazanmak için yaptığım birşey. boş zamanlarımı da yazarak geçirmek istemiyorum. | Open Subtitles | الكتابة هو ما أفعله للعيش لا أريد قضاء وقت فراغي في الكتابة |
| Ama yığınla okunacak şey var ve Giles da kalan boş zamanı eğitimle dolduruyor. | Open Subtitles | ولكن قرءاتي تتصاعد وجايلز يملئ كل وقت فراغي بالتدريبات 47 00: 05: 33,134 |
| Bakkal alış-verişi ve bebeği eğlendirme arasındaki boş vaktimde. | Open Subtitles | في وقت فراغي بين محل البقالة و المتنزه و حفل الطفل |
| boş zamanlarımda mutant avcılığı yapacağım ve korkunç, deforme olmuş yüzlerini gelecek nesiller için ölümsüzleştireceğim. | Open Subtitles | سأتصيّد أخطاء المتحوّرين في أوقات فراغي وسأخلّد فظاعاتهم ووجوههم الممسوخة لكل الأجيال القادمة |
| Günlerimizi birbirimize göre planlamaya çalışıyorum. Bebeği takip etmeyi bıraktığımızdan beri daha çok boş zamanım var. | Open Subtitles | آسفة، لكن عليَّ أن أملأ يومي بالأحداث فإن وقت فراغي زاد حيث أننا لن ننجب |
| Bu yüzden boş zamanımda başka şeyler yapabilirim. | Open Subtitles | لذا من الأفضل أن أفعل شيئاً في أوقات فراغي |
| Sanırım boş zamanımı salak el egzersizleri yaparak geçirebilirim! | Open Subtitles | يمكنني أن أقضي وقت فراغي في تدريبات غبية لليد |
| - O kadar boş vaktim yok çünkü. | Open Subtitles | ولا حتى بكل وقت فراغي إذاً هذا يعني الحرب |
| boş zamanlarımda bahçe ile uğraşıyorum. Bunları sevebileceğini düşündüm. | Open Subtitles | أرعى الزهور في وقت فراغي ظننت أنه قد تعجبك هذه |
| Bütün partilere katıldım boş vakitlerimde de derslere girdim. | Open Subtitles | كنت هناك , وذهبت إلى كل حفلة وذهبت إلى المحاضرات في أوقات فراغي |
| Senin sorununu boş zamanımda çözdüm, parmak boyasıyla. | Open Subtitles | حللت مشكلتك في وقت فراغي بدهانات الأصابع |
| Bana gelince boş zamanlarımı yeni tanıştığım iş arkadaşlarımı hamile bırakmakla geçiriyordum. | Open Subtitles | بالنسبة إلي، أمضيت وقت فراغي بجعزل زميلة قابلتها مؤخراً حاملاً مني أنت حامل؟ |
| Her neyse, boş zamanlarımda, hayvan doldurmaktan hoşlanıyorum. | Open Subtitles | على أية حالة, وفي أوقات فراغي أستمتع أيضا بحشو الحيوانات.. |
| boş zamanımın çoğunu burada, evimde geçiriyordum. | Open Subtitles | لقد أمضيت معظم و قت فراغي هنا على جزيرتي |