| Ben, Blues Biraderlere bir şans daha tanıyalım diyorum. | Open Subtitles | اقول ان نعطي الاخوه بلوز فرصه واحده اخرى |
| Ama bana bir şans verirsen... | Open Subtitles | ..لكن ، لو امكن ان تعطيني فرصه واحده فقط |
| Kazanmak için tek şansımız açık arazide savaşmak. | Open Subtitles | لدينا فرصه واحده فقط و هى أن نقاتلهم فى الخارج.. فى مكان مفتوح |
| Ta buradan bir pistolle mi? Bu işi doğru yapabilmek için tek şansımız var. | Open Subtitles | لدينا فرصه واحده فقط لنقوم بها بشكل صحيح |
| Anladın mı Benji, ilk izlenim için sadece tek şansın var ve ben de benimkini kalıcı kılacağım. | Open Subtitles | كما ترى بنجى تحصل على فرصه واحده لاعطاء اول انطباع وسأجعلها ملكى دائما |
| tek bir şansın var. Yapabileceğini düşünüyor musun? | Open Subtitles | وانت لديك فرصه واحده هل تعتقد أنك تستطيع فعلها ؟ |
| O hep bir adım benden önde olacak. | Open Subtitles | يوجد فقط فرصه واحده تسنح |
| Sanırım sonra bir şeyleri düzeltmek için bir şansın daha olabilir. | Open Subtitles | فى هذه الحالة أعتقد إنك لديك فرصه واحده للقيام بالأشياء الصحيحه |
| onlar umurumda değil Hadi, bana bir şans verin. | Open Subtitles | هم لا يهتمون بأحداً هيّا تعالى , وإعطنى فرصه واحده. |
| Bu kadar inat etme! Sadece bir şans daha... | Open Subtitles | لا تكن عنيد هكذا فرصه واحده اخرى |
| Sana gitmen için bir şans vereceğim, tek şans! | Open Subtitles | سـوف اعطيك فرصه واحده ! للرحيل , فرصه واحده فقط |
| Kendimi kanıtlamam için bir şans ver. | Open Subtitles | اعطني فرصه واحده فقط لاثبت نفسي |
| Bu yüzden sana bir şans vereceğim. | Open Subtitles | لذا سوف اعطيك فرصه واحده |
| Sana son bir şans veriyorum. | Open Subtitles | انا سأمنحك فرصه واحده اخيره |
| Bunu düşün Zoe, çünkü bu işde bir tek şansımız var. | Open Subtitles | فكري جيداً يا زوي لان لدينا فرصه واحده بهذا |
| Bu işte tek şansımız var, ve başarısızlık bir seçenek değil. | Open Subtitles | لدينا فرصه واحده في هذا العمل و الفشل ليس خياراً |
| Yanına gitmeliyim! tek şansımız var. | Open Subtitles | علي ان اصل اليه لدينا فرصه واحده فقط |
| tek şansın var Peralta. | Open Subtitles | انت تحصل على فرصه واحده في هذه , بيرالتا |
| "Tek nefeste tek şansın var." | Open Subtitles | وقال انت لديك فرصه واحده |
| Söyledin. Senin tek şansın var Arglist... | Open Subtitles | لقد أخبرته- (لديك فرصه واحده (ارجليست- |
| Bu olağandışı lağım çukurunda bir numara olmak için tek bir şansın var ahbap. | Open Subtitles | لديك فرصه واحده يا صاح نعم أو لا |
| Ve 13. seferde tek bir şansın oluyor sadece. | Open Subtitles | لدينا فرصه واحده في الذكرى الثالثه عشر |
| O hep bir adım benden önde olacak. | Open Subtitles | يوجد فقط فرصه واحده تسنح |
| Sanırım sonra bir şeyleri düzeltmek için bir şansın daha olabilir. | Open Subtitles | فى هذه الحالة أعتقد إنك لديك فرصه واحده للقيام بالأشياء الصحيحه |