| Ve sular çekildiğinde, yeni fırsatlar gün ışığına çıkar. | Open Subtitles | و حينما يرجع منسوب الماء، تنبثق فرصٌ أخرى |
| Gerçek araziler satın alıp olmayan araziler satmak gibi fırsatlar. | Open Subtitles | فرصٌ كشـراء أراضي حقيقة و بيعِ أرضي لـيست بـموجودة. |
| Ayrılma konusunda gerçekten ciddiysen yaşlı ve şişkolara bakım işinde büyük fırsatlar olduğunu duydum. | Open Subtitles | أتعلم,لو أنت فعلاً ,جادٌ بهذا لقد سمعت أن هناك فرصٌ مثيرة في الأعتناء المنزلي بالبدينين الكبار بالسن |
| Başka işlerde de çalışacak zamanım olduğu anlamına geliyor ve onlar da, daha fazla öne çıkma fırsatı bulurlar. | Open Subtitles | مما يعني أنّ لديّ الوقت لأقوم بأشياءَ أخرى وسيكون لديهم فرصٌ كي يرتقوا بأدائهم |
| Beni öldürmek isteseydi, birden çok fırsatı vardı. | Open Subtitles | لو أراد أن يقتلني، فقد لاحت له فرصٌ عديدة. |
| Ve sular çekildiği zaman, yeni fırsatlar ortaya çıkmaktadır. | Open Subtitles | وعندما ينحسر الماء، تظهر فرصٌ جديدة |
| Başka fırsatlar da olacak. | Open Subtitles | ستكون هناكَ فرصٌ أخرى. |
| Frankie, böyle fırsatlar sık sık karşımıza çıkmaz. | Open Subtitles | (فرانكي) فرصٌ كهذه لا تأتي كثيراً |
| - Ve tüm bu numaralar... - Kaçırılan fırsatlar. | Open Subtitles | ...كل هذه الأرقام، تُقدم - فرصٌ ضائعة - |
| Genelde sitede olurdum ama New York'ta eğitmenlik fırsatı çıkınca teknolojiden yararlanmaya başladım. | Open Subtitles | عادةً، أكونُ بالموقع لكن عندما تأتي فرصٌ للتعليم هنا بـ"نيويورك" أستحوذ على أفضلية التكنلوجيا |
| Genelde sitede olurdum ama New York'ta eğitmenlik fırsatı çıkınca teknolojiden yararlanmaya başladım. | Open Subtitles | عادةً، أكونُ بالموقع لكن عندما تأتي فرصٌ للتعليم هنا بـ"نيويورك" أستحوذ على أفضلية التكنلوجيا |