| Bir çeşit seks skandalı olduğunu duymuştum. | Open Subtitles | سَمعت بأنّه كان هناك نوع من فضيحة جنسية عنـها |
| Ben onlara düpedüz bir seks skandalı verdim. | Open Subtitles | لقد أعطيتهم فضيحة جنسية من العيار الثقيل |
| Merkezdeki hiç kimse, gazetelere bir seks skandalı yansısın istemez özellikle de Bosch'un dahil olduğu bir skandal. | Open Subtitles | لا أحد بوسط المدينة يود رؤية فضيحة جنسية فى الصحف خاصةً مع تورط بوش بها |
| Bunu bırakmamın sebebi, iş yerinde seks skandalına sebep olmam. | Open Subtitles | وانا فعلت ذلك لإنه كان هناك فضيحة جنسية في مكتبي |
| İyi bir seks skandalının kimseye bir zararı olmaz. | Open Subtitles | هيا , لا تخجلي فضيحة جنسية لا تؤذي أحداً |
| seks skandalı mı yoksa? | Open Subtitles | فضيحة جنسية من نوع اثنين على واحد |
| "Kitty Walker McCallister ve dekanın oğlu'nun seks skandalı." | Open Subtitles | "كيتي والكر ماكلستر و ابن العميدة في فضيحة جنسية" |
| Paris polisinde seks skandalı | Open Subtitles | حسنا، فضيحة جنسية في وحدة شرطة باريسية |
| Bu kampanyanın en son ihtiyacı yeni bir seks skandalı. | Open Subtitles | لا ينقص هذه الحملة فضيحة جنسية اخرى |
| Bu küçük bir seks skandalı da değil. | Open Subtitles | هذه ليست مجرد فضيحة جنسية طفيفة. |
| Bugün Springfield'da,dünyanın her yerinden haberciler,patlak veren seks skandalı için buradalar. | Open Subtitles | في (سبرنغفيلد) اليوم ، تسببت فضيحة جنسية في جلب المراسلين من أرجاء العالم |
| Maalesef, adı seks skandalına karışan Nobel Ödülü kazanmış ilk adam sen olmayacaksın. | Open Subtitles | لسوء الحظ، لن يكون أول فائز بجائزة نوبل مع فضيحة جنسية |
| Daha politikada bir gün geçirdim ve ilk günden seks skandalına karıştım. | Open Subtitles | يوم واحد في السياسة , وأنا بالفعل في فضيحة جنسية |
| Bir seks skandalının kanıtı bir çeşit mali suistimal ama Tanrı aşkına, bu değil! | Open Subtitles | دليل عن فضيحة جنسية تلاعباتٍ مالية ! |