Siz neden sez ediyorsunuz? Şu anda Elmalı turta yapıyorum ve tarçınım bitmiş. | Open Subtitles | عن ماذا تتحدث ,أنا أعد فطيرة التفاح و لم يبقى عندي أي قرفه؟ |
İzleyici: Elmalı turta. Kenneth Cukier: Elmalı turta. | TED | الجمهور: فطيرة التفاح. كينيث كوكير: فطيرة التفاح، بالطبع. |
Dondurulmuş, 30 santimlik turtaların süpermarket satışlarına bakın ve Elmalı turta kazanır, şüphesiz. | TED | انظروا الى مبيعات الفطائر المثلجة بحجم ٣٠ سنتيمتر تحتل فطيرة التفاح القمة بدون منازع. |
elmalı tart tarifi verircesine. İşin sırrı içinde elma olmasında yatıyor. | Open Subtitles | مثل وصفة فطيرة التفاح المزيفة، السر هو أن بها تفاحاً |
- Elmalı Pasta. Ev yapımı. - Harika. | Open Subtitles | ـ فطيرة التفاح,إنها مُجهزة منزلياً ـ جيد |
Sadece ev yapımı Elma turtası ve kahve getir bize. | Open Subtitles | فقط اجلب لنا بعض من فطيرة التفاح الأم والقهوة لاثنين |
İstiladan hemen sonra yediğimiz o harika elmalı turtayı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتتذكّرين فطيرة التفاح المُدهشة التي تناولناها بعد الغزو؟ |
Bu gece, sevgili taklit elmalı turtası, gerçek elmalardan olacak. | Open Subtitles | الليلة فطيرة التفاح المزيفة سيكون فيها تفاح حقيقي |
Çok iyi Elmalı turta yapardı. | Open Subtitles | شكرا لك. ومن المؤكد أنها يمكن أن تجعل فطيرة التفاح جيدة. |
O elmaları çok seviyor. Onlardan Elmalı turta ve elma suyu yapıyor. | Open Subtitles | إنه يحب هذا التفاح، يقوم بإعداد فطيرة التفاح وعصير التفاح بها |
Danimarka usulü elmalı çörek istesem sorun etmezdin, ki o da yassı bir Elmalı turta demek. | Open Subtitles | ستكونين بخير اذا طلبت مخبوزات و التى تشبة فطيرة التفاح |
Kahve içmeye gider, Elmalı turta ve şeker yerdik. | Open Subtitles | سنذهي الى المقهى لتناول فطيرة التفاح,وعرق السوس |
Ve kariyerim yok,sadece bulaşıkları yıkayıp Elmalı turta yapıp,bebek bezi değiştireceğim. | Open Subtitles | و لن تكون لي وظيفه، فقط سأغير الحفاضات و أغسل الأطباق و أصنع فطيرة التفاح |
Organım, biri üstüne Elmalı turta dökmüş gibi görünüyor. | Open Subtitles | لا تكن خائفًا.. نهدايّ يبدوان وكأن شخص ألقَ فطيرة التفاح على حضني. |
Tatlı bir şey istersen de Elmalı turta harikadır. | Open Subtitles | وإذا كنت تريد شيئا حلوة فطيرة التفاح كبيرة |
Bu durum, aynı atomların rastgele hareketlerinin size bir elma bahçesi, biraz şeker, bir fırın ortaya çıkarmasından ve bunları kullanarak Elmalı turta pişirmenizdeni çok daha yüksek olasılıkla ve sık ortaya çıkacaktır. | TED | هذا سيحدث بتكرار أكبر من الحركات العشوائية للذرات تكون لك بستان تفاح و بعض السكر و فرن، و بعد ذلك تكون لك فطيرة التفاح. |
Bundan anladığım sadece, boş laf ve elmalı tart. | Open Subtitles | كل ما فهمته من هذا الكلام الفارغ هو فطيرة التفاح |
Umarım elmalı tart için yeriniz kalmıştır. | Open Subtitles | أَتمنّى بأن تكونوا قد تركتم مكاناً فارغاً لأجل فطيرة التفاح |
Akşam yemeği için rosto yapıyorum. Elmalı Pasta ile harika olurdu. | Open Subtitles | سأعد بعض المشويات وستكون عظيمة مع فطيرة التفاح |
Sabah evden çıktığımda bana Elmalı Pasta sözü vermişti. | Open Subtitles | إنها مدبرة منزل ممتازة. عندما غادرت هذا الصباح، كانت قد واعدتني بعمل فطيرة التفاح |
Elma turtası ile ilgili bir şarkı yazılmalı. | Open Subtitles | آه، نعم، بالفعل يجب عليهم أن يكتبوا أغنية عن فطيرة التفاح |
Çok faydalı olacak çünkü Martha Stewart, Elmalı turtanın hakikaten çok zaman alacağını ve meyveli tatlılar arasında farklı bir yeri olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | لأن مارثا ستيورت تقول أن فطيرة التفاح في الحقيقه تستغرق وقت طويل و صعبه بـ جميع أنواع حلويات الفواكه بسيطه جداً، لكن معقداً جداً |