| Bakın, topun ağzından ateşlenmekten daha fazlasını yapmak istemez misiniz? | Open Subtitles | إصغوا , ألا تريدون يارفاق فعل أكثر من رفعكم بمدفع؟ |
| Daha fazlasını yapmak isterdim. Benim herkesle aynı yüzdeyi almam doğru olmaz. | Open Subtitles | كنت أتمنى فعل أكثر ربما ليس من العدل أن أنال مثل نصيب الجميع |
| Hiçbir konuda endişelenmiyorum. Aslında yardım için daha fazlasını yapmak isterdim. | Open Subtitles | فى الحقيقة , أنا غير قلق بشأن أى شيء فقط كنت أتمنى فعل أكثر |
| Yeşil Bölge'deki kadın ve çocukları öldürmekten daha fazlasını yaptı. | Open Subtitles | لقد فعل أكثر من قتل النساء والأطفال في المنطقة الخضراء |
| aslında derin öğrenme bundan daha fazlasını yaptı. | TED | في الواقع التعلم العميق قد فعل أكثر من هذا |
| Tam hız gidiyoruz. Elimden daha fazlası gelmez. | Open Subtitles | نحن نبحر بكل قوتنا لا يمكننى فعل أكثر من ذلك |
| Keşke daha fazlasını yapabilseydim, ama biliyorsunuz fakirlikle boğuşan, alçakgönüllü biriyim. | Open Subtitles | أتمنى لو أمكنني فعل أكثر من ذلك و لكن كما تعرفون أنا رجل وضيع بإمكانيات ضئيلة |
| Seninle, öpmekten fazlasını yapmak için, bilincimi temizlemeliyim. | Open Subtitles | أريد اراحة ضميري حتى يمكنني فعل أكثر من مجرد تقبيلكِ |
| Seninle, öpmekten fazlasını yapmak için, bilincimi temizlemeliyim. | Open Subtitles | أريد اراحة ضميري حتى يمكنني فعل أكثر من مجرد تقبيلكِ |
| Devam etmekten çok daha fazlasını yapmak zorundayız | Open Subtitles | علينا فعل أكثر من الأهتمام |
| Evet, CMR'i etkinleştirmek, yerini belirlemekten çok daha fazlasını yaptı galiba. | Open Subtitles | أعتقد أن تفعيل المعالج فعل أكثر من مجرد تحديد موقعه |
| Hatta çok daha fazlasını yaptı. | Open Subtitles | في الواقع، لقد فعل أكثر بكثير من ذلك |
| Binbaşı Marquis kaçmaktan fazlasını yaptı. | Open Subtitles | الرائد ماركويز فعل أكثر من الهرب |
| Charlie Bartlett okulun için senden fazlasını yaptı baba. | Open Subtitles | تشارلى بارتليت ) فعل أكثر ) لمدرستك من ما يمكن أن تفعله أنت |
| Daha fazlası da olabilir ama yeterli personel yok. | Open Subtitles | كنت أستطيع فعل أكثر من هذا لكنني لا أمتلك الكثير من الأفراد لإجراء ذلك. |
| - Bundan daha fazlası, biliyorsun. | Open Subtitles | حسنا ، أنتِ تعلمين أنّه فعل أكثر من ذلك |
| - Üzgünüm, keşke daha fazlasını yapabilseydim. | Open Subtitles | آسف، أتمنى لو أني إستطعت فعل أكثر من هذا. |
| Keşke daha fazlasını yapabilseydim. | Open Subtitles | آمل لو إستطعت فعل أكثر |