| yani on binlerce, yüz binlerce molekül daha önce var olmayan bir yapı oluşturmak üzere bir araya geliyorlar. | TED | إذن ففي تنظيمٍ من عشرات الآلاف، ستقوم مئات الآلاف من الجزيئات بالتجمع لتكوين بنية أكبر لم تكن توجد سابقاً. |
| yani sivrisinek larvalarını kontrol etmek istiyorsanız, onları bulmak gerçekten oldukça zor olabilir. | TED | وهكذا، إذا أردت السيطرة على يرقات البعوض، ففي الواقع سيكون الأمر صعبًا جدًا. |
| Ne de olsa aile işinde çalışan basit bir çalışandı. | Open Subtitles | ففي النهاية فقد كان مجرد موظف في عمل العائلة |
| Ne de olsa Linda, evliliğin gerçek manası çocuklardır. | Open Subtitles | ففي النهاية الغرض من الزواج هو إنجاب اطفال |
| eninde sonunda, "o" saldırdığında asla tam manâsıyla hazır değilizdir. | Open Subtitles | , ففي النهاية , نحن لسنا مستعدين كفاية عندما يهاجمنا |
| yani teknolojik dünyada, modelleri yargılamaya yetecek deneyimlerimiz yok. | TED | ففي عالم التقنية، ليست لدينا خبرة للحكم على النماذج. |
| yani bazı yönlerden bu bebeğin en zeki bilim adamları gibi düşündüğünü varsayıyoruz. | TED | لذا ففي بعض النواحي، نعتقد أن تفكير هذا الطفل يشبه تفكير أكثر العلماء عبقرية. |
| yani bu daha da gürültülü dünyada, ahlak kodumuz hakkında biraz daha açık olmamız, bizim için mantıklı gelebilir. | TED | ففي هذا العالم الأكثر ضوضاء، ربما يكون له معنى بالنسبة لنا ليكون أكثر وضوحا قليلا عن ميثاقنا الاخلاقي. |
| yani bu ülkelerde, daha fazla ticari hareket gerçekleşiyor ve daha fazla zenginlik meydana geliyor, yoksulluk azalıyordu. | TED | ففي هذه الدول .. هناك حراك إقتصادي أكبر وهناك ثروات أكثر تنتج ، وفقر يتم تقليلة أكثر |
| yani Ticketmaster'dan her bilet alışınızda bir kitabı dijitalleştirmeye yardım ediyorsunuz. Facebook: Her yeni arkadaş eklediğinizde veya birini dürttüğünüzde, | TED | إذن ففي كل مرة تشتري تذكرة على تيكيت ماستر، تساعد في رقمنة كتاب ما. فيسبوك: في كل مرة تضيف صديقاً أو تلكز شخصاً، |
| yani, nereye gidersem gideyim karşımdalardı. | TED | لذا، ففي كل مكان ذهبت إليه تقريبًا، كانت هناك. |
| Ne de olsa hayat yeteri kadar kasvetliydi. | Open Subtitles | ففي النهاية الحياة كانت قاتمة بشكل لا يوصف |
| Ne de olsa, sen sadece iki sefer yaşıyorsun. | Open Subtitles | ففي كل الاحوال لقد حصلتي على الفرصة للعيش مرتين |
| Ne de olsa, biz, Jinnouchi'ler bir zamanlar büyüleyici Takeda ordusunun askerleriydik. | Open Subtitles | ! ففي الأصل، نحن كنا ذات مرة جنود جيش [تاكيدا] المثير للرعب |
| eninde sonunda, bunlar sadece işlerini kaybeden emekçi sınıf insanlarıydı. | Open Subtitles | ففي النهاية, كل من خسر وظيفته كان من الطبقة العاملة |
| eninde sonunda her şey ya vardır, ya da yoktur. | Open Subtitles | ففي نهاية المطاف، كلُّ شيءٍ إما أن يكون وإما فلا. |
| neticede çocuk kitapları ebeveynlere de dersler verir. Dolayısıyla onlara, farklı bakış açılarını öğretecek çocuk kitapları sunmak lazım. | TED | ففي الغالب كتب الأطفال هي كتيبات عن تربية الأطفال، لذا يفضل إعطاؤهم كتب أطفال تعلمهم وجهات نظر. |