| Kırmızı Ölümü satan çocuklar kolay yoldan yolunu bulmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | اترى الاطفال الذين يبيعون هذا الموت الاحمر هم فقط يحاولون صنع اموال سريعة |
| Seni durdurabilecekleri bir kanun yok, sadece seni yıldırmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | ليس لديهم قانون لتوقيفك لذا هم فقط يحاولون إخافتك |
| Onlar sadece yerlerini bulmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | هم فقط يحاولون ان يفهموا الى اين هم ذاهبون |
| Çocuklar sadece yardım etmeye çalışıyorlardı. | Open Subtitles | أتعلمين، أولئك الرجال كانوا فقط يحاولون المساعدة |
| Şimdi de bizi Hoth'un eridiğine inandırmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | يحاولون إقناعنا أن كوكب هوث الجليدي سيذوب .. إنهم فقط يحاولون إخافتنا |
| BM'de bomba falan yok. Onu binadan dışarı sürmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | ليس هنالك قنبلة في الأمم المتحدة إنهم فقط يحاولون استدراجه خراج المبنى |
| sadece yerimizi belirlemeye çalışıyorlar o yüzden ateş etmeyin. | Open Subtitles | إنهم فقط يحاولون كشف موقعنا لذا لا تطلقوا النار |
| Ateş etmeyin! sadece yerimizi belirlemeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | لا تطلقوا النار، إنهم فقط يحاولون كشف موقعنا |
| Hayır, sanırım sadece hatırlamana yardımcı olmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | كلا، أظنهم فقط يحاولون مساعدتكِ على التذكر |
| Onlar sadece kalbinizde bir yer bulmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | إنّهم فقط يحاولون أن يجدوا مكاناً صغيراً في قلوبكم. |
| Aksine iyiler, ...sadece ailelerinin geçimini sağlamaya çalışıyorlar, oldukça da karlı. | Open Subtitles | انهم ليسو أشخاصاً سيئين أنهم أناس طيبون انهم فقط يحاولون إعالة عائلاتهم و لكن هذا يدر ربحا كبيراً |
| Subaylar aşıyı yapmak için nereye gideceğimizi belirlemeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | الضبّاط فقط يحاولون أن يعرفوا إلى أين يذهبون لصنعاللقاح. |
| Bu yeri ele geçirmenin ne kadar zor olabileceğini çözmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | إنهم فقط يحاولون في أكتشاف ما مدى صعوبة الأستيلاء على هذا المكان |
| sadece beni korumaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | انهم فقط إنهم فقط يحاولون حمايتي |
| sadece hayatımı mahvetmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | ِ هم فقط يحاولون أن يدمروا حياتي |
| Belki sadece seni korumaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | حسناً, ربما أنهم فقط يحاولون حمايتكِ |
| Eminim sadece bu buluşmayı gizli tutmaya çalışıyorlardır. | Open Subtitles | أنا متأكّدة بأنهم فقط يحاولون إبقاء تفاصيل هذا الإجتماع سرياً |