| Tıpkı gıcıklığın olmadığı bir İngiliz halk okulu gibi düşün. | Open Subtitles | فقط فكر به كمدرسة عامة إنجليزية بدون الشواذ |
| Kalpten zihne bir arka kapı gibi düşün. | Open Subtitles | فكر به كباب خلفي بداخل العقل من خلال القلب |
| Holobandın güvenliklerini hackleyen bir şey gibi düşün. | Open Subtitles | "فكر به كاختراق يتجاوز إجراءات سلامة "الرباطات التامة |
| Bunu zihninizde olan bir şey gibi düşünün; bir benlik algısı, karakter yapısı. | TED | لذلك، فكر به كالذي يوجد بين أذنيك: الإحساس بالذات، من تكون. |
| Bunun 10 senelik bir proje olduğunu düşünün. | TED | فكر به كمشروع يمتد لحوالي أكثر من ١٠ سنوات . |
| Film gibi düşün. | Open Subtitles | فكر به كما لو كان فيلما |
| Dev bir 'delete' tuşu gibi düşün... | Open Subtitles | فكر به كأنه زرّ مسح عملاق |
| Onu çocuğunmuş gibi düşün. | Open Subtitles | فكر به كأنه طفلك |
| Bunu geriye doğru yapılan bir ezmeymiş gibi düşün. | Open Subtitles | فكر به كتحطيم إلى الوراء |
| Geri ödeme gibi düşün. | Open Subtitles | فكر به على أنه انتقام. |
| Bir enfeksiyon olarak düşünün. | Open Subtitles | فكر به على أنه عدوى |
| Korkarım, hiç büyü yeteneğim yok. Bunu bir dua gibi düşünün. | Open Subtitles | أخشي ، أنه لايمكننى السيطرة على السحر - ... فكر به مثل الصلاة - |
| Normal bir anahtar olduğunu ve Dearing'den MTAC'e açamadığımız, kilitli bir arama geldiğini düşünün. | Open Subtitles | حسنا، فكر به على أنه مفتاح عادي و أن المكالمة من (ديرينغ) إلى الإمتاك هي القفل الذي لم نستطع فتحه. |
| - düşünün. | Open Subtitles | فكر به |