| Yani, yeni olan herşey yararlıdır, beni iyice eski kafalı yaptın. | Open Subtitles | إذاً فكل شيء جديد يكون نافع، إنك تجعلينني أشعر إني قديم. |
| Kivilerin aşağısında yolculuk etmeye alıştım bu yüzden herşey ters yönde. | Open Subtitles | كنت معتاداً على الإبحار في القسم الجنوبي للأرض فكل شيء معكوس |
| Diğer bana gerçeği söylemediğin sürece herşey kendiliğinden yoluna girecek. | Open Subtitles | طالما لن تخبري نسختي الأخرى الحقيقة فكل شيء سيعمل بنفسه |
| Ona sahip olduğum sürece, her şeyin iyi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أنني إذا أبقيتها معي طوال الوقت فكل شيء سيكون على مايرام |
| Ona sahip olduğum sürece, her şeyin iyi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أنني إذا أبقيتها معي طوال الوقت فكل شيء سيكون على مايرام |
| Bir sorunumuz var. Onları şimdi tutuklarsak, yaptığımız her şey boşa gidecek. | Open Subtitles | إن مسكنا بهؤلاء السبعة فكل شيء سيعود بنا إلى الصفر |
| Eğer o oy yanlış yere giderse inşa ettiğiniz her şey boşa gider. | Open Subtitles | اذًا لو سار هذا التصويت بالمسار الخاطئ فكل شيء بنيته سيتم هدمه |
| Ne olursa olsun her şey çok farklı olacak, değil mi? | Open Subtitles | مهما كان ما سيحدث ، فكل شيء سيتغيّر ، أليس كذلك؟ |
| Asansöre ulaştığımda herşey mümkün görünüyordu. | Open Subtitles | وعندما أصل إلي المصعد, فكل شيء يبدو ممكناً. |
| Yiyeceklerde katkı maddesi olmadığından herşey anında bozulacak. | Open Subtitles | ولا توجد مواد حافظة في الطعام لذا فكل شيء سيتعفّن على الفور |
| Yıllarca dinozorların evrimini inceleyip, kazdıktan sonra, sonunda memelilerin evrimleşmesine baktım. Sanki herşey hızla gerçekleşme gibi, teknolojinin ilerleyişi gibi, öncesine göre katlarla hızlanmış. | TED | بعد النظر إلى تطور الديناصورات، ودراسته، والبحث المتعمق فيه لسنين عدة انتهى الأمر بي بدراسة ظهور الثدييات، وعلى مايبدو فكل شيء يحدث بشكل سريع, مثل التقدم التقني, المتطور بشكل متسارع. |
| Başka herşey lüzumsuz. | Open Subtitles | أجل .. فكل شيء آخر عديم الفائده. |
| Merak etmeyin. herşey yoluna girecek. | Open Subtitles | لا تقلقوا، فكل شيء سيكون على مايرام |
| Burada bir tek şey kötü gittiğinde, her şeyin nasıl ona ayak uydurduğuna inanamazsınız. Ne oldu? | Open Subtitles | عندما يحدث شيء خاطيء هنا فكل شيء يسير في نفس الإتجاه |
| Hala kayıp olduğuna göre, her şeyin ilgisi var. | Open Subtitles | حسناً ، مازالت مفقودة ، لذا فكل شيء له علاقة بالأمر |
| Evlat, mesele sen olduğunda her şeyin babanla bir alakası vardır. | Open Subtitles | فيما يتعلق بك يا غلام، فكل شيء ذي علاقة بأبيك. |
| Bana göre her şeyin mümkün olabileceği bir gün olacak. | Open Subtitles | عندما أصبح قلقاً فكل شيء قد يحدث. |
| Eğer o oy yanlış yere giderse inşa ettiğiniz her şey boşa gider. | Open Subtitles | اذًا لو سار هذا التصويت بالمسار الخاطئ فكل شيء بنيته سيتم هدمه |
| Hiçbir şey göremezsiniz. her şey çok karanlık. | Open Subtitles | أنت لن تكتشف شيئاً , فكل شيء يغمره الظلام |