| Cyrus'un Tyson'a yaptığı geçici değilmiş. | Open Subtitles | أياً كان مافعله سيرس بتايسون فلم يكن أمراً مؤقتاً |
| Yasal gözüküyor. Bir orospuyla yatma derdinde değilmiş. | Open Subtitles | يبدو الأمر مريباً فلم يكن يحاول إدخال عاهرة لزيارة جنسية |
| Bu kattaki her neyse sıradan küçük odalar değilmiş. | Open Subtitles | مهما كان في هذا الطابق فلم يكن مكتباً عادياً |
| Parmağı ne koparttıysa cerrahi bir şey değilmiş. | Open Subtitles | أياً كان ما قطع الأصبع فلم يكن أداه جراحيه |
| Tamam, karınız size verdiği haplar kalp ilacı değilmiş. | Open Subtitles | حسناً، بغض النظر عن الدواء الذي أعطتك إياه زوجتك فلم يكن حبوب القلب، حسناً؟ |
| Bu kızı ne öldürdüyse bildiğimiz silahlardan değilmiş. | Open Subtitles | مهما قتل هذه الفتاة... فلم يكن سلاحاً تقليدياً |
| Bilmiyorum ama Gilroy ona hikayeleri anlattıysa da sarılma mahallerinde değilmiş. | Open Subtitles | -لست أدري . لكن حتى لو كان (جلروي) غرس ذكرياته، فلم يكن هو الحاضن. |
| Yani, kaza değilmiş. | Open Subtitles | إذاً فلم يكن حادثاً |
| Luis değilmiş. | Open Subtitles | فلم يكن (لويس) |