| Evet. Zavallı herifin tam boğazına vurdu. Adam oracıkta, ringde öldü. | Open Subtitles | أجل، ركل خصمه المسكين في حنجرته فمات من فوره في الحلبة |
| Işıktan yoksun kalan birçok bitki öldü. | Open Subtitles | بحرمان النباتات من الضوء، فمات العديد منها |
| Bizim sokakta tüccarın biri adamın tekini canlı canlı gömdü ve adam öldü. | Open Subtitles | في شارعنا تاجر دفن رجلاً حياً فمات الرجل |
| ama bunu yapmak zorunda değildi. Koca Adam hapishanede öldü. | Open Subtitles | لم يكن (بيغ بوي) قد كافأ الشرطيين فمات في السجن |
| Hiçbir cevap alamadık. İnsanlar öldü." | Open Subtitles | ولم نحصل علي أي إستجابة فمات الناس |
| Sadece....düştü ve öldü. | Open Subtitles | فقط وقع ارضا فمات |
| Analığım sakat kaldı. Adam öldü. | Open Subtitles | زوجة أبي شُلت، أما الرجل فمات |
| Koca Çocuk polislere rüşvet vermediği için hapisteyken öldü. | Open Subtitles | لم يكن (بيغ بوي) قد كافأ الشرطيين فمات في السجن |
| Sonra, o da kumsalda öldü. | Open Subtitles | فمات على الشاطيء |
| Richard öldü, Mildred gözünü kaybetti. | Open Subtitles | فمات (ريتشارد) وفقدت (ميلدريد) عيناً. |
| Ve babam öldü. | Open Subtitles | فمات أبي. |
| öldü bile. | Open Subtitles | فمات |
| - Neal öldü. | Open Subtitles | فمات (نيّل) |