| Anladın mı? 2:30? Seni orospu çocuğu, Ağzım kahve doluydu. | Open Subtitles | عند الثانية والنصف افهمت ؟ ابن الهاهرة امتلا فمي بالقهوة |
| Öncelikle, Ağzım kapalıydı ve ikici olarak şu kaburga dolmasının kokusunu alıyor musun? | Open Subtitles | حسناً، أولاً فمي كان مغلقاً وثانياً هل تستطيعين شم رائحة اللحم المشوي ؟ |
| Konuşarak dünyayı kurtardım ben. ağzımla. Ağzım dünyayı kurtardı. | Open Subtitles | لقد أنقذت العالم بحديث من فمي فمي أنقذ العالم |
| Kendisine de söyleyecektim ama ağzımda lastik bir top vardı. | Open Subtitles | لكنتُ سأخبرها بذلك، لكن كانت هناك كرة مطاطية في فمي |
| Kendime güvenimi bir çaykaşığıyla ölçüp şiirime karıştırdığımda, ağzımda hala garip bir tat bırakıyor. | TED | ويمكن قياس ثقتي بنفسي بحجم ملاعق الشاي ولكنها لا تزال حلوة المذاق في فمي |
| Bunu sana yapmaktan yoruldum çünkü Ağzım çok küçüktü. | Open Subtitles | حاولت أن أفعلها به ولكن لم أستطع لأن فمي كان صغير |
| Ağzım dilim lal olaydı. Git diyen dilim kopaydı. | Open Subtitles | أتمنى لو أقل شيئا أتمنى لو كنت قد أبقيت فمي مغلقا |
| Gözlerimi kaybetmeme rağmen belki de bugün Ağzım acı çekmeli. | Open Subtitles | هل كـان لابد أن أصــاب في عينيّ عوضـاً عن فمي. ربمـا فمي هو من يجب أن يعاني اليوم؟ |
| Ağzım vücudum için konuşur, ve diyorki gitme zamanı. | Open Subtitles | فمي يتكلم من جسدي ويخبرني بأنّ الوقت مناسب |
| Aman tanrım. Ağzım yanıyor. Su, su, su! | Open Subtitles | يا إلهي , فمي يحترق أحتاج ماء , أحتاج ماء |
| Gönlümde ben de vejeteryanım ama Ağzım disiplin yoksunu. | Open Subtitles | في قلبي أنا نباتي ولكن في فمي أجد عدم الانضباط. |
| Tamam, Ağzım tamamen kuru, gözlerim şişlikten kapanıyor. | Open Subtitles | لا , بيز , بجديه حسناً , فمي ناشف تماماً , و عينآي متورمه |
| Bilmiyorum Dennis, bu şey ağzımda kötü bir tat bırakıyor. | Open Subtitles | أنا لا أعرف، دنيس، هذه المادة تترك طعم سيئ في فمي. |
| Çünkü ağzımda gümüş güven fonuyla doğmadım. | Open Subtitles | لأنني لم أولد مع صندوق ائتمان فضي في فمي. |
| O kırmızı gözler. ağzımda hala onun kanının tadı var. | Open Subtitles | تلك العيون الحمراء مازال مذاق دمه في فمي |
| İskambil oyunu bassam, ağzımda bir çörek olurdu. | Open Subtitles | اهدأ يا جيمي , فلو أني كنت راغبا بإيقاف لعبة ودية لوجدت الدونات في فمي |
| Aslında şu an yaptığım şey nefes verirken ağzımla sesler çıkarmak. | TED | ما أفعله الآن هو أنني أقوم بصنع أصوات بواسطة فمي فيما أنا أقوم بالزفير. |
| Eve gelmemin tek nedeni bir şişe ağız yıkama suyu... Ağzımdaki meni tadından kurtulmak için. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أعود بيتي من أجله هو قنينة غسول الفم لتشعرني بمذاق المني في فمي |
| Dudaklarım artık bundan başka bir bahane üretemiyor. | Open Subtitles | فمي الآن ليس لديهِ أيّ أعذار أخرى يقولها سوى هذا |
| Bunu söylememeliydim. Ama bazen ağzımın kendine ait bir ağzı daha oluveriyor. | Open Subtitles | لم يكن يجدر بي قول ذلك لكن أحياناً لا أسيطر على فمي |
| O mağazanın sahibini görünce çenem daha da acıyabilir. | Open Subtitles | أعتقد أن فمي يؤلمني أكثر عندما أرى صاحب ذلك المتجر |
| Nefesim koktuğu zaman çok aksi ve huzursuz olurum. | Open Subtitles | لا أود أن أحصل على الإكراميات و رائحة فمي كريهة |
| Patlama olduğunda iki elimde direksiyondaydı, tam patlamadan önce sağ elimi sigaraya uzattım ve dudağıma götürdüm. | Open Subtitles | عندما انفجرت الثانية هناك يديه على عجلة القيادة، و قبل ان تنفجر، يدي اليمنى صلت لسيجارة ووضعها في فمي. |
| Eğer beni öldürmeye çalışmasaydın o ses boğazımdan asla çıkmayacaktı. | Open Subtitles | إذا لم تحاول أن تقتلني ما كانت ستخرج من فمي |
| Solucan ağzıma kaçtı sonrasında onu yedim. Yenisini alabilir miyim? | Open Subtitles | دخلت دودتي في فمي وأكلتها هل بإمكاني الحصول على أخرى؟ |
| Ross mutlu olduğu sürece ağzımı kapalı tutmamı söylemiştiniz, değil mi? | Open Subtitles | تقولون ان علي ابقاء فمي مغلقا إذا كان روس سعيدا صح؟ |
| Bu andan itibaren, çenemi kaparım ve iç çamaşırlarımı dolabına koymam. | Open Subtitles | من الآن فصاعداً سأبقي فمي مغلقاً, و ملابسي الداخلية خارج ثلّاجتك. |
| Bütün zaman boyunca, herkese bağırıyordum, ama ağzımdan hiçbir ses çıkmıyordu. | Open Subtitles | بقيتُ أنادي الجميع طوال الوقت لكن لا كلام خرج من فمي |