| Diğerlerinin arasından o küçük, öldürücü iblisi tanıyabilmek için bir sanatçı, bir deli, utanç dolu, melankolik ve çaresiz biri olmalısınız. | Open Subtitles | يجب أن تكون فناناً أو مجنوناً، أو غارقاً فى العار والهوس واليأس كى يستطيع أن يميز أكثر الفتيات شيطنة من وسطهن |
| Baba ünlü bir sanatçı olamadığım için üzgünüm. Beleşe konamayacaksın. | Open Subtitles | أبي، آسف لأنني لن أصبح فناناً مشهوراً تسرق منه المال |
| Amatör bir ressam olan Hermann, görsel algının kişiden kişiye nasıl değiştiğinden büyülenmişti. | TED | باعتباره فناناً هاوياً كان هيرمان مفتوناً باختلاف الإدراك البصري من شخصٍ لآخر. |
| Her zaman ressam olmak istediğinden emindim. | Open Subtitles | كنت متأكده من أنه دوماً ما أراد أن يصبح فناناً |
| Biraz saygı göster. O, önemli bir sanatçıydı. | Open Subtitles | عليك أن تظهر بعض الإحترام أحياناً فالرجل كان فناناً مهماً |
| Bak, ben de sanatçıydım o yüzden saygı duyuyorum, gerçekten. | Open Subtitles | إستمعِ، كنتُ فناناً ولذا، أحترمُ ذلك حقاً |
| Ben halk hizmetlerine girdim. O da artist olmaya karar verdi. | Open Subtitles | انخرطت في الخدمة العامة وهو أصبح فناناً |
| Biri ressamdı biri yazardı biri felsefeciydi. | Open Subtitles | أحدهم كان فناناً وآخر كاتب، وآخر كان فيلسوفاً ... |
| Gerçek bir sanatçı olmayan bir adamı sevebilirim... ama gerçek bir adam olmayan bir sanatçıyı sevemem. | Open Subtitles | يمكننى أن أحب رجلاً إذا لم يكن فناناً حقيقياً و لكن لا يمكننى أن أحب فناناً إذا لم يكن رجلاً حقيقياً |
| Sanırım gerçek bir sanatçı olduğunda böyle oluyor işte. | Open Subtitles | و أعتقد أنك تعلمين أن هذه هي الطريق عندما يكون الشخص فناناً حقيقياً |
| İnan bana, resim yapmak iyi bir sanatçı olmak için en önemsizi. | Open Subtitles | ثق بي، الرسم هو آخر شيء مهم حول كونك فناناً ناجحاً |
| Çünkü ben aptal bir satış yetkilisiyim ve senin gibi duygulu bir sanatçı değilim... | Open Subtitles | لأنني مدير مبيعات أحمق و ليس فناناً حساساً مثلك؟ |
| Belki ünlü bir ressam olabilirim. | Open Subtitles | فناناً مشهور , واذا لم تكن تستطيع فعل هذا |
| Gençken bir ressam olabilirdi... ama benim babam olmaya karar verdi. | Open Subtitles | كان من الممكن أن يصبح فناناً متى كان شاباً لكنّه قرّر أن يصبح أبّي |
| Buraya ilk defa 19 yasimdayken ressam olan bir çocukla beraber gelmistim. | Open Subtitles | قدِمتُ الي هنا اول مرة عندما كان عندي 19 سنة برفقة شاب كان فناناً |
| O bir sanatçıydı ve çalıştığı adamlar asla bunu anlayamadı. | Open Subtitles | كان فناناً. والناس الذي عمل لديهم لم يحصلوا على ذلك أبداً. |
| Babam gerçek bir sanatçıydı. Güzel satranç setleri oyardı. | Open Subtitles | كان والدي فناناً حقيقياً، نحت قطع شطرنج جميلة. |
| O bir sanatçıydı, ama Hank'le tanıştı ve Hank fotoğraflarıyla dünyayı değiştirebileceğini söyledi. | Open Subtitles | كان فناناً .. لحين لقاءه بهانك الذي أخبره بأنه قادر على تغيير العالم من خلال صوره |
| Bak, 10 sene önce bir sanatçıydım. | Open Subtitles | إسمعني, لقد كنت فناناً قبل 10 سنوات |
| Burayı kalabalık tuttuğu sürece istediği kadar artist olabilir | Open Subtitles | بإمكانه أن يبقى فناناً كما يريد بربك |
| Biri ressamdı biri yazardı biri felsefeciydi. | Open Subtitles | أحدهم كان فناناً وآخر كاتب، وآخر كان فيلسوفاً ... |
| sanat aşkı ve fırçayı nasıl tutacağını bilmek bir insanı sanatçı yapmaz. | Open Subtitles | حب الفن ومسك الريشة لا يصنعون منك فناناً |
| Harika bir virtüöz olacak. | Open Subtitles | سوف يصبح فناناً عظيما |
| Ve yarın beş saat boyunca, yardımcı sanatkâr benim. | Open Subtitles | ولمدة خمس ساعات غداً سوف اعرض فناناً |
| O atölyedeki 12 sanatçıdan 10'una ulaştım. | Open Subtitles | لقد عثرت على 10 من 12... فناناً من الذين في ذاك المستودع... |