| Tembo'yu yıkamaya gidiyordum ve onu buldum. | Open Subtitles | أخذتُ تيمبو للاستحمام فوجدتُ هذا الدغفل. |
| Ayrıca idrar örneği vermeye gittiğinde çantanı karıştırdım. Kliniğe girmeden önce ezberlemen gereken soruların listesini buldum. | Open Subtitles | فوجدتُ قائمة بالأسئلة التي يُفترض بكِ حفظها قبل مجيئكِ إلى العيادة |
| Yere çarpacağımı düşünürken kendimi burada dikilirken buldum. | Open Subtitles | حنما فكرت بأني سأرتطم بالأرض، فوجدتُ نفسي أقف هنا. |
| 6.500 kilometre yol teptim ve kayalar birbirinin tıpatıp aynısı. | Open Subtitles | سافرتُ أكثر من 4 آلاف ميل، فوجدتُ الصخور كما هي. |
| Kasaya gittim ve arabamda fazladan şeyler vardı benim oraya koymadığım, nefret ettiğim şeyler. | Open Subtitles | وكان كلُّ شيءٍ طبيعياً ووصلتُ إلى الصندوق فوجدتُ أشياءَ كثيرةً إضافيّةً في عربتي |
| Elimdeki örneklerden birinde 9,000 adet saymıştım ki bir şey buldum. | Open Subtitles | تماماً، وكنت قد وصلت حوالي 9000 خليه في العد في احدى عيناتي، فوجدتُ شيءُ |
| Bir miktar çiş buldum. | Open Subtitles | فوجدتُ بركة صغيرة من البول .فى سريرها |
| İçeri girdiğimde seni orada yatarken buldum. | Open Subtitles | دخلتُ فوجدتُ مؤخرتك تعبث بالداخل |
| Hücre kültürünün döngü protokolünde bir hata buldum. | Open Subtitles | فوجدتُ خللاً في طريقة تدوير زرع الخلايا |
| Sabah odanı temizliyordum ve odanda bir resim buldum. | Open Subtitles | كنتُ أنظف غرفتك فوجدتُ هذه الصورة |
| Silah arıyordum ve bunu buldum. | Open Subtitles | كنتُ أبحث عن سلاحٍ فوجدتُ هذه |
| Biliyorum, sana küçük bir sürpriz yapmak için odana gizlice girdim ve yatağında uyuyan çocuğa cinsel tacizde bulundum. | Open Subtitles | فهمت، حسناً، لقد تسللتُ إلى غرفتك لأفاجئكَ، فوجدتُ نفسي أتحرّش بذلك الفتى النّائم في فراشك. |
| Duruşmadan dönmüştüm ve benimkine benzeyen bir bilgisayara bakıyordum, ...ama Post-it notlarımı yanlış yerlere yapıştırmışlar. | Open Subtitles | عدتُ من المحكمة فوجدتُ أني أنظر إلى حاسوب يشبه حاسوبي لكنهم وضعوا الملاحظات اللاصقة في أماكن مختلفة |
| ve bazı, nasıl denir, uyuşmazlıklara rastladım. | Open Subtitles | فوجدتُ حينها، تحرّياً للاختصار... الشذوذات |
| Amerika Birleşik Devletleri Başkanını aradım ve kız arkadaşının evinde olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | فوجدتُ أنه قد ذهب إلى منزل عشيقته |
| Kan testi yaptım ve yüksek seviyede ATP'ye rastladım. | Open Subtitles | لقد جريتُ أختبار دم عليه، فوجدتُ ."فيه نسبة عالية من "أي تي بي |
| Bir Mustang'i garaja alıyordum ve... yanlışlıkla bagaj kapagını açıverdim. | Open Subtitles | كنتُ آخذ سيارة موستانج إلى المرآب ... وبالصدفة فتحت صندوق السيارة فوجدتُ |