| Bu gizli saklı da değil çünkü her yerde böyle büyük levhalar var. | TED | وليس شيء من هذا بمثابة سر، فيوجد مثل تلك اللافتات الكبيرة بكل مكان. |
| Eğer kabul edersen takımımda senin için her zaman yer var. | Open Subtitles | ، إذا كُنت مُستعداً لذلك الأمر فيوجد مكان لك دوماً بفريقي |
| bir şey olmadığına eminim ama aklına takıldıysa buzlukta fazladan süt var. | Open Subtitles | أنا متأكدة بأنه جيد ولكن إن كنت قلق فيوجد حليب إضافي بالثلاجة |
| CA: Cevabınız ne olursa olsun, farklı şekillerde tepki verecek olan milyonlarca insan var. | TED | مهما كانت إجابتك، فيوجد الملايين حول العالم ممن يخالفونك الرأي. |
| Şimdi, burada büyük bir çeşitlilik var: burası hızlı evrimleşmenin olduğu yer. | TED | أما هنا فيوجد تنوع كبير: حيث تتطور الأشياء بسرعة. |
| Ve sen de beni seviyorsun. Sevmiyorsan, yanlış birşeyler var. | Open Subtitles | و انت تحبيننى ، اذا لم تحبيننى ، فيوجد خطأ ما فيك |
| Gidecek bir yeriniz var, efendim. | Open Subtitles | ،هذا ليس بصحيح يا مولاي فيوجد لديك مكان تقصده |
| Yani, öfke için kimyasal var, üzüntü için var, zulüm için var, şehvet için var. | Open Subtitles | لذا فيوجد تفاعلات كيميائية للغضب, و تفاعلات للحزن وتفاعلاتللتجنّيعلى أحد ما. |
| Biliyorsun, yarın gece yeni bir kulüp açılışı var. | Open Subtitles | فيوجد هذا النادي الجديد الذي سيفتتح مساء الغد |
| Burada onu bekleyen bir sürü içki var bir an önce gelecektir.. | Open Subtitles | نعم ، فيوجد الكثير من الكحول ينتظرها هنا وستعود من أجله |
| Şu anda zafer imkansız görünüyorsa ulaşacağımız başka bir şey var. | Open Subtitles | , وإذا كان يبدو الأمر الآن بهذه الإستحالة إذن فيوجد شيئاً ما أخر للوصول إليه |
| Eski okulumun aksine, burada kızlar var. | Open Subtitles | وبشكل مختلف عن مدرستي القديمة00 فيوجد فتيات هنا |
| Bana verdiğin adres pek iyi bir yer değil. Burada bir okul var. | Open Subtitles | العنوان هذا ليس جيداً فيوجد مدرسة بالمكان |
| Eğer arabası vardıysa, şu anda olabileceği tek yer var. | Open Subtitles | إن كانت لديه سيارة، فيوجد مكان واحد قد تكون به الآن |
| Neyse. Bu adamın hikayesi her neyse artık belli ki onu öldürmeye çalışan birileri var. | Open Subtitles | ذلك الرجل أيا كانت قصته، فيوجد من يحاول قتله. |
| ve sorduğun için benim hakkımda bilmediğin bazı şeyler var. | Open Subtitles | و، حيثُإنكسألتُ... فيوجد شيئاً ما ... أنت لا تعلمه عني. |
| eğer öyleyse bunu daha kolay bir yoldan gerçekleştirebilirsin. | Open Subtitles | إذا كانت هذه هي القضيه, فيوجد هنالك طريقة سهله لفعل ذلك |
| Diyorum ki, madem Heck olmadı, denizde başka balıklar da vardır elbet. Erkek balıklar. | Open Subtitles | لا تقلقي فأن لم يسامح هيك فيوجد الكثير غيره |