| Sanırım belediye başkanıyla konuşabiliriz. Böyle Kriz zamanlarında insanlara yardım ettiğini duydum. | Open Subtitles | افترض أنه يمكننا التحدث مع العمدة فهو يساعد الناس في أوقات الأزمات تلك | 
| Ama gerçek Kriz zamanlarında hangi güçle anlaşmak gerekiyorsa onla anlaşırız. | Open Subtitles | "ولكن في أوقات الأزمات الحقيقية، سنعقد اتفاق مع أي قوة نحتاجها" | 
| Kriz zamanlarında destekleri, para ya da asker isteme gibi bir şansım bir daha olmaz. | Open Subtitles | لن يعودَ لدّي دعمهم ولا فرصة لطلب المال أو الجند . في أوقات الأزمات | 
| Kutsal Seçilme, Kriz zamanlarında cadılar meclisinin selametinden emin olmak için yapılan bir ayindir. | Open Subtitles | التلقي المقدس" هو طقس إستُخدم" في أوقات الأزمات لضمان بقاء تلك الطائفة | 
| Kriz zamanlarında tek çözüm birlik olmaktır. | Open Subtitles | الوحدة هي الحل الوحيد في أوقات الأزمات |