| Ayrıca, hapishanedeki sözüm ona motive edici konuşman öğleden sonra Beşte bitmiş. | Open Subtitles | وايضاً لقد قلت انه خطاباً تحفيزياً في السجن ينتهي في الخامسه عصراً |
| Hayır tatlım, saat tam Beşte başlarız. Sanırım beni yanlış anladın. | Open Subtitles | لا , يا عزيزتي , نحن بدأنا في الخامسه , لابد و أنكي فهمتيني خطأ |
| Beşte gitmekte serbestsin. Söz veriyorum. | Open Subtitles | في الخامسه ستكونين حره في الذهاب. |
| Doğrusu çok kolaydı, beş yaşında bir çocuk bile tahmin edebilirdi. | Open Subtitles | الأمر كان سهل تماماً. طفل في الخامسه كان يمكنه أن يحزر. |
| Yani biz neyiz, beş yaşında falan mı? | Open Subtitles | اقصد , نحن لسنا في الخامسه من عمرنا صحيح ؟ |
| - beş yaşındaki halini hatırlıyor musun? - Evet. | Open Subtitles | - هل تتذكري شيئ انت في الخامسه من عمرك ؟ |
| Kim beş yaşındaki çocuğunu evlatlık verir? | Open Subtitles | من يضع طفل في الخامسه في ملجيئ ؟ |
| Çünkü randevu saat Beşte ve orası çok uzak. | Open Subtitles | لان الموعد في الخامسه, وهو بعيد جدآ |
| Beşte gitmem gerek. | Open Subtitles | يجب أن أرحل في الخامسه. |
| Beşte gideceksin. | Open Subtitles | سترحلين في الخامسه. |
| Dinle, Judith anne ve babasıyla yemeğe götürmek için saat Beşte Jake'i almaya gelecek. | Open Subtitles | الان أستمع جودث)) ستأتي في الخامسه)) لـتأخذ ((جيك)) للعشاء مع والديها |
| Şimdiden beş yaşında oldu bile. | Open Subtitles | اجل, انه في الخامسه من عمره |
| beş yaşında değilim artık. | Open Subtitles | أنا لستُ في الخامسه من عمري |
| Bu resim Lucy'nin beş yaşındaki resmi. | Open Subtitles | هذا كان بين.. عندما كانت (لوسي) في الخامسه تقريباً |