| Şampiyonu köşede tuzağa düşürdü. | Open Subtitles | هو يُحْصَلُ على البطلِ حَصرَ في الزاويةِ. |
| köşede ATM makinası görüyor musun? | Open Subtitles | تَرى مكائن سحب النقودَ في الزاويةِ التي لا تعْملُ؟ |
| Bej, gri bir köşede bir renk şoku olabilir, turuncu bir lamba mesela ya da onun gibi bir şey. | Open Subtitles | رُبَّمَا صدمة اللونِ في مكان ما، مثل مصباحِ برتقاليِ في الزاويةِ أَو شيء ما مثل ذلك، تَعْرفُ؟ |
| Bir sol ve bir sağ ve onu köşeye sıkıştırdı! | Open Subtitles | أي يسار ويمين وهو يُستَعادُه في الزاويةِ! |
| Yanan ev Harris ve Rose sokağının köşesinde. | Open Subtitles | البيت المحترق كَانَ في الزاويةِ شارعِ هاريس وشارع روز. |
| Naylon balıkçı şapkası, köşede yanlız takılan adamda. | Open Subtitles | قبعة صيدِ سمك نايلونِ على لونر في الزاويةِ. |
| köşede açlıktan ölmek üzere olan bir çocuk gördüm... ..annesi-babası tarafından verilmiş pirinç yemeği taşıyordu. | Open Subtitles | رَأيتُ طفلاً يُتضور جوعا في الزاويةِ يحَمْل كرة رزِّ أعطاها إياه أبويهِ |
| Siyah köşede, meydan okuyan, ağırlığı 92 kg olan büyük dövüşçü şehri Philadelphia'dan İtalyan Aygırı Rocky Balboa! | Open Subtitles | في الزاويةِ السوداءِ , المتحدي، يَزنُ 202 باونَد... ... مِنْمدينةِالقتالالعظيمةِ فيلاديلفيا. ستاليون... |
| Balboa köşede gene dayak yiyor. | Open Subtitles | أَخْذ ضرب البالبو الآخرِ في الزاويةِ. |
| Ocean Park ve Main arasındaki köşede. | Open Subtitles | هي في الزاويةِ متنزهِ محيطِ ورئيسيِ. |
| Retail Rodeo solumdaki köşede. | Open Subtitles | المتجر كَان في الزاويةِ على يسارِي. |
| Sol köşede küçük bir sehpa ve lamba var. | Open Subtitles | هناك a منضدة صغيرة وa مصباح في الزاويةِ اليسرى. |
| Dinle, bir sonraki köşede beni bırak. | Open Subtitles | أنزلْني في الزاويةِ القادمةِ. |
| Mavi köşede, namağlup şampiyon Rocko "The Radio" Ratuno. | Open Subtitles | في الزاويةِ الزرقاءِ، البطل الغير مهزوم... "الراديو" |
| Kırmızı köşede 80 kilo ağırlığında bu yıl katıldığı dokuz karşılaşmanın sekizini kazanan Cole "Memphis'ten gelen korku" Gryder! | Open Subtitles | "في الزاويةِ الحمراء، يزن 175 باون،" "بسجل 8 إنتصارات، وخسارة واحدة هذه السنة،" "المتحدي (كول "الخطر من ممفيس" جرايدر)!" |
| Hay Allah, ben onlarlayken köşeye oturup İncil okuyorlar. | Open Subtitles | Gosh، عندما أَنا لوحده مَعهم، هم فقط يَجْلسونَ في الزاويةِ وقَرأَ التوراةَ. |
| köşeye saklan. | Open Subtitles | إختفِ في الزاويةِ |
| Kafasını köşeye çarptı. | Open Subtitles | ضَربَ رأسهَ في الزاويةِ. |
| Sessiz küçük ama köşesinde ölümcül. | Open Subtitles | صامت إلى حدٍّ ما لكن بشكل مميت في الزاويةِ. |
| - Saat 3'te lowa ve 3.caddenin köşesinde ol. | Open Subtitles | - كُنُ في الزاويةِ لوا في 3: 00. |