| Alaska Üniversitesi'nden Profesör Katey Walter Geçen kış bir başka grupla bir başka sığ göle gitti. | TED | البروفيسور كاتي والتر من جامعة ألاسكا ذهبت مع فريق آخر لبحيرة ضحلة أخرى في الشتاء الماضي. |
| Geçen kış soğuktan kıçım donacak sanmıştım. | Open Subtitles | في الشتاء الماضي ظننت ان مؤخرتي قد تجمدت |
| Tanrım mektup! Dolapta! Geçen kış sana gelmişti Ethan. | Open Subtitles | الخطاب في الصندوق لقد اتى في الشتاء الماضي |
| Çok tuhaf ama Geçen kış Wingate Kalesi'nden geçtiğimizde... | Open Subtitles | هذا غريب.. لكن عندما ممرنا بأنحاء قلعة وينجيت في الشتاء الماضي |
| Geçen kış Katolik olmaya çalıştım ama pek işe yaramadı. | Open Subtitles | في الشتاء الماضي حاولت أن أصبح كاثوليكي وهو لم يحل مسائلي |
| Geçen kış icat edilmiş dilimlenmiş ekmekten sonraki en iyi şey olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | يعتقد أنها أفضل شيء حدث بعد خبز الشرائح خبز الشرائح اخترعوه في الشتاء الماضي |
| Geçen kış olan Tradewell trajedisinden sonra, orayı temizlemek için gönderilen pilotlardan biriyim. | Open Subtitles | ربان المروحية التي قامت بالمساعدة في عملية التحقيق بعد فاجعة تريدويل في الشتاء الماضي |
| Büyükanneni arıyorsan, gitti. Geçen kış gömdük. | Open Subtitles | إن كنتَ تبحث عن جدتك فقد ماتت لقد دفناها في الشتاء الماضي |
| Bana söylendiğine göre Geçen kış çok hastalanmış. | Open Subtitles | كان مريضاً جداً في الشتاء الماضي كما قيل لي |
| Geçen kış Gustl hastalanmadan önce kardeşimin, onun odasının penceresini açtığını ve bu yüzden öldüğünü görmüştüm. | Open Subtitles | في الشتاء الماضي قبل أن يمرض غوست حلمت أن أخي فتح النافذة |
| Geçen kış şartlı tahliye oldum | Open Subtitles | كنت تحت الإفراج المشروط في الشتاء الماضي |
| Hatta babam Geçen kış komşulardan biriyle seyahate çıktı. | Open Subtitles | أصدقاء جدد. حتى أن أبي قام برحلة مع أحد الجيران في الشتاء الماضي. |
| Geçen kış Alice hastalandığında bebeği emzirememişti. | Open Subtitles | عندما كانت أليس مريضة في الشتاء الماضي ولم تستطع إرضاع الطفل |
| Adamları Geçen kış Cal Neva'yı çalıştırmış. | Open Subtitles | الفتيان جعلوه يدير كال نيفا في الشتاء الماضي. |
| Onu Geçen kış kaybettiğimizi düşünmüştük. Çok sert geçti. | Open Subtitles | لقد توقعنا بأن نخسره في الشتاء الماضي لكنه شديد |
| Geçen kış bir kadavra aldım taptaze, toprak altında bir günden fazla kalmamış ancak hastaneye götürdüğümde onu istemediler benimkinden daha tazesinin olduğunu söylediler. | Open Subtitles | في الشتاء الماضي وصلتني جثة حديثة الوفاة ، لم تبقى أكثر من يوم تحت الأرض لكن عندما وصلت بها إلى المستشفى لم يُريدونها |
| Geçen kış şehir merkezinde masa başı bir işe tayin edildi. | Open Subtitles | .في الشتاء الماضي نُقل من وسط المدينَة إلى الإدارة |
| Geçen kış Toronto'da değildim. | Open Subtitles | لم أكن في تورنتو في الشتاء الماضي |
| Geçen kış, geriatrik hastanesinde tuvalet temizlemek zorunda kaldığını söyledi. | Open Subtitles | اخبرني بانه في الشتاء ...الماضي اضطر ان يعمل منضف للحمامات في مستشفى العجزة |
| Geçen kış donarak öldü. | Open Subtitles | تجمدّ حتى الموت في الشتاء الماضي |