| Belki de mahkemede, ona üniforma giydirmek zorunda kalabiliriz. | Open Subtitles | ربما يجب علينا ان نجعله بالزي الرسمي في المحاكمة |
| mahkemede ne söylediklerini biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم ماذا كانوا يقولون في المحاكمة ؟ ؟ |
| Bayan Jackie Kennedy'yi... mahkemede ifade verme zahmetinden kurtarmaya gönüllü... vatansever kulüp sahibi kisvesinde Jack Ruby... polisin içindeki adamları tarafından bir garaja sokuldu. | Open Subtitles | تحت ستار من أصحاب نادي الوطنية حجبوا جاكي كينيدي من الإدلاء بشهادتها في المحاكمة جاك روبي شوهد في مرآب السيارات |
| Eğer bunu duruşmada gündeme getirirsen profesör arkadaşını parça parça ederim. | Open Subtitles | اذا حاولت اخراج هذا في المحاكمة سأمزق صديقتك البروفيسور الى اشلاء |
| İkinci duruşmada savcılığın tuttuğu detektif. -Görevinden istifa etmemiş miydi? | Open Subtitles | وهو محقق خاص استأجرناه في المحاكمة الثانية |
| mahkemede kullandığın o korkunç tıraş losyonunu sürmüşsün yine. | Open Subtitles | هذه هي نفس البدلة التي ارتديتها في المحاكمة |
| Söyleyecekleriniz mahkemede aleyhinize delil teşkil edebilir. | Open Subtitles | اي شئ ستقوله يمكن ان يستخدم ضدك في المحاكمة |
| Ama bu yine de Gannon'u tatmin etmeyecektir, George. Ve askeri mahkemede senin aleyhine tanıklık yapacaktır. | Open Subtitles | لكن ـ وايد ـ سيكون مشكلة كبيرة يا ـ جورج ـ سيكون شاهداً خطيراً في المحاكمة العسكرية |
| Soyleyecegin her sey, mahkemede aleyhine kullanilabilir. | Open Subtitles | إن تخليت عنه، فأي شيء تقوله يمكن استخدامه ضدك في المحاكمة. |
| Veronica bunu mahkemede kullanırdı. Bilgiyi veren o değildi. | Open Subtitles | أظنها كانت ستستخدمه أثناء مرافعتها في المحاكمة |
| Tamam, ben de Marlon olmasını istiyorum, çünkü mahkemede yargılanan o. | Open Subtitles | آمل حقاً أنه هو .. لأنه الذي نضعه في المحاكمة |
| mahkemede ortaya çıkacak şeylerden korkmuş olmalı. | Open Subtitles | لابدّ وأنه خاف ممّ سيخرج للنور في المحاكمة |
| mahkemede kaybetsek bile, bu kadar büyük bir para ödemek zorunda kalmazsın. | Open Subtitles | ،حتي وإن خسرنا في المحاكمة قد لا تُضطر أبداُ إلي دفع رقم ذو مستوي عالي |
| Sonra mahkemede kanıtları gördüğünde, kendi kendine... | Open Subtitles | ثم رأيتِ الدليل في المحاكمة فقلت في نفسك |
| Söyleyeceğin her şey mahkemede aleyhinde delil olarak kullanılacaktır. | Open Subtitles | أي شيء قد تقولهُ يمكن أن يستخدم ضدكَ في المحاكمة |
| duruşmada tekrar yapar mısınız? | Open Subtitles | أ تعتقدا ان بامكانكما فعله ثانية في المحاكمة |
| Yeni duruşmada, davanın manipüle edildiğini ve bunda en büyük rolü de polis kuvvetlerinin oynadığını, ispat edeceğiz. | Open Subtitles | في المحاكمة الجديدة التي سنقدمها بأن القضية كانت تدار وبالشكل الأكبر من قوة الشرطة نفسها. |
| Bu rapor ilgisiz olduğu için, ilk duruşmada delil dışı bırakılmıştı. | Open Subtitles | لقد تم استبعاد ذلك في المحاكمة السابقة لعدم علاقته بالأمر |
| Eğer jüri, ortak karara varamazsa olağan üstü durumunuzu gelecek duruşmada kullanabilirsiniz. | Open Subtitles | إذا أخفقت هيئة المحلفين يمكنك إستخدام ظروفك الإستثنائية في المحاكمة القادمة |
| O davada birlikte çalışırken dava stratejisi hakkında bir tartışmamız olmuştu? | Open Subtitles | أتتذكر حين تشاركنا في المحاكمة, وكان بيننا جدال على استراتيجية المحاكمة؟ |
| davaya katılan herkesin isimleri elimizde var. | Open Subtitles | لدينا أسماء كل الذين كانوا أطرافاً في المحاكمة |
| Çabuk duruşma hakkından feragat etmedi, biliyorsunuz. | Open Subtitles | تعلم أنه رفض في التخلي عن حقه في المحاكمة السريعة |