| Bir dahaki sefere onu gördüğümde, kıçını tekmeleyeceğim! | Open Subtitles | في المرة التالية التي أراها فيها، سوف ألقنها درساً |
| Bir dahaki sefere beni canlı bir bomba ile elimde tetikle bırakırsan, ...büyük bir problemimiz olacak. | Open Subtitles | في المرة التالية التي تتركنى فيها أمسك بمفجّر لقنبلة حية ستكون لدينا مشكلة |
| Bir dahaki sefere tomografi negatif kararı almadan bana gel. | Open Subtitles | في المرة التالية تتحققين منّي قبل أن تصدري أن التصوير المقطعي كان سلبياً |
| Gelecek sefer kask takmalısın. | Open Subtitles | في المرة التالية ينبغي أن ترتدي خوذة الرأس |
| Gelecek sefer aynı saçmalıklardan kurtulabilir miyiz bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أدري إن كُنا سننجو بهذه التمثيلية في المرة التالية |
| Birbirlerini gördükleri bir sonraki sefer iki kadını daha da yakınlaştırmıştı. | Open Subtitles | في المرة التالية عندما رأيا بعضهما كان وجود امرأة أخرى سيكون أفضل |
| Bu yüzden, Bir daha ki sefere belli bir ürüne bakarken, ve size bunu almanızı öneren bir reklam varsa, bu sadece tipik bir sözcü olmayacaktır, | TED | لذا في المرة التالية التي تبحث فيها عن منتج معين، و هناك إعلان يقترح أن تشتريه، فإنه لن يتضمن متحدث عادي. |
| Bir dahaki sefere vakit kaybetmeyecektim. Ayrılmaları daha bir saat olmadan kapısına dikildim. | Open Subtitles | في المرة التالية لم أضيع وقتاً لقد كنت عند بابها ، ولم يمضي ساعة على فراقهما |
| Bir dahaki sefere, dalga Yangın park yok... | Open Subtitles | في المرة التالية لا تركن سيارتك على رصيف الإطفائيين |
| Bir dahaki sefere ön kapıya birisi gelirse içeri davet etmeden önce bana sor. | Open Subtitles | في المرة التالية عند قدوم أحد عند الباب الأمامي عليك سؤالي قبل أن تدخليه |
| Umarım Bir dahaki sefere sadece ikimiz oluruz. | Open Subtitles | آمل أنه في المرة التالية ألا يتواجد كلانا فحسب |
| Bir dahaki sefere gökyüzüne işaretini yansıttıklarında gitme. | Open Subtitles | في المرة التالية عندما يضيؤون علامتك في السماء لا تتبعها |
| Elinizi kaptırırsanız Bir dahaki sefere kolunuzu isterler. | Open Subtitles | أذا أعطيتهم ساقك! في المرة التالية يطلبون ذراعك! |
| Bir dahaki sefere, savunmalarınızı test edeceğim, kasten daha az ses çıkartacağım. | Open Subtitles | في المرة التالية سأختبر قدراتكِ بعمل ضوضاء أقل عمداَ! |
| Bir dahaki sefere, aklına gelen ikinci ya da üçüncü şeyi söyle. | Open Subtitles | في المرة التالية إختار ثاني أو ثالث شيء يطرأ على بالك... |
| Pekalâ. Gelecek sefer önce bana bildireceksin. | Open Subtitles | حسنا في المرة التالية قومي بذلك عن طريقي |
| Gelecek sefer sizden bir şey yapmanızı istediğimizde "Bok yemek havyar" duymak istemiyorum. | Open Subtitles | في المرة التالية التي نأمرك فيها بفعل شيئاً ما، لا أريد ان أسمع عبارة "نأكل الروث كالكافيار"! |
| Gelecek sefer telafi ederiz. | Open Subtitles | لذا سنكمل هذا في المرة التالية |
| Gelecek sefer endişelendir. | Open Subtitles | في المرة التالية أقلقني |
| bir sonraki sefer demeyeceğin anlamına gelmez. | Open Subtitles | هذا لا يعني أنك لن تقول شيئا في المرة التالية |
| Bir daha ki sefere o ikisini beraber düşündüğünde kendini çok sakin hissedeceksin sanki çok güzel çiçeklerin olduğu bir bahçedesin gibi. | Open Subtitles | في المرة التالية التي ستفكِّر بهم معاً, ستشعر بالهدوء. كما لو أنك في حديقة مليئة بالأزهار المتفتِّحة. |