| Eğer başarırsam, hayatının geri kalanında da yarışları kazanmaya devam edecek. | Open Subtitles | لو نجحت سوف يستمر هو بالفوز في بقية السباقات طيلة حياته |
| Ayrıca eyalette veya ülkenin geri kalanında hiçbir "Kayıp" ihbarı yok. | Open Subtitles | ولا يوجد طفل مفقود في المقاطعه وكذلك في بقية ارجاء الدولة |
| Öncelikle, vücudunuzda birçok hormon üreten salgı bezi var. Üç tanesi beyinde, yedi tanesi de vücudun geri kalanında. | TED | أولًا، هناك عدة غدد منتجة للهرمونات: ثلاث في دماغك، وسبع في بقية جسمك. |
| geri kalan filmlerde de kadınlar olacak ama yardımcı kahraman, aşk nesnesi takımın bir üyesi olacaklar. | TED | اثنان. حسنا، سوف يكون هناك إناث في بقية الأفلام، لكنهن سيكن شخصيات جانبية، شخصيات محببة، |
| Kesinlikle, seçiminiz dünyanın geri kalan kısmında yakılıp ısıya dönüşebilecek... ...her şeyi yakmak yada suyu mümkün olduğunca içilebilir yapmak olacak. | TED | بالتأكيد ، في بقية العالم ، اختيارك هو تدمير المكان ، تحول كل شيء سوف يحرق إلى حرارة ، أو شرب المياه المتاحة. |
| Gidip günün geri kalanında çocuk olabilirsiniz. | Open Subtitles | تستطيعوا أن تذهبوا و تفعلوا ما يفعله الأولاد في بقية اليوم |
| Hayatımın geri kalanında ne yapacağımı düşündüğümde, ...seninle yaşabileceğim konusunda hiç şüphem yok. | Open Subtitles | ولكن، عندما أفكر في بقية حياتي لا أجد بمخيلتي الا انني أريد ان أقضيها معك |
| Pasaport kontrolünde böyleyse, ülkenin geri kalanında ilgi nasıl olacak? | Open Subtitles | إذا كان مثل هذا في لميجريشن. ما يجري هو يكون عليه الحال في بقية أنحاء البلاد؟ |
| Yapı projesi şehrin geri kalanında mühürlenmiş durumda. | Open Subtitles | المشروع السكني قد تعرض للإغلاق في بقية أرجاء المدينة. |
| Gazetenin geri kalanında önemli bir şey yok gibi görünüyor. | Open Subtitles | لا يبدو أن هناك أي شيئ ذو أهمية في بقية الجريدة، |
| Dünyanın geri kalanında ABD'nin çıkarlarının gördüğü zararı hesaplamak zor ama... | Open Subtitles | والضرر الذي لحق بمصالح أمريكا .. في بقية العالم من الصعب .. أحصائه، لكن |
| Geminin geri kalanında oksijen seviyesi düşük olduğu için oksijen mumlarını yem olarak kullanabiliriz. | Open Subtitles | مع مستويات الاوكسجين المنخفضة جدا في بقية السفينة, سوف يستهدف شموع الأكسجين يمكننا استخدامها كطعم |
| Örneğin, daha sıcak iklimlerde hörgüçler deveye yardımcı olabilir, çünkü bütün yağı tek bir yerde topluyor, tıpkı yağ dolu bir sırt çantası gibi, bu da vücudunun geri kalanında, bu yalıtımı yapmaya imkânının olmadığı anlamına gelir. | TED | مثلا، قد تكون الحدبة مفيدة للجمال في المناخات الحارة لأن كل الدهون موجودة في مكانٍ واحد، مثل، حقيبة ظهرٍ للدهون، مما يعني أنه لا تحتاج لكل هذه المادة العازلة في بقية أنحاء الجسم. |
| Yazın geri kalanında bize yardım edecek. | Open Subtitles | هي سوف تساعدنا في بقية فترة الصيف |
| Filmin geri kalanında da bu kadar iyi mi oynuyorlar? | Open Subtitles | هل تمثيلهم بهذه الجودة في بقية الفيلم؟ |
| Fuarın geri kalanında iyi şanslar. | Open Subtitles | وحظاً موفقاً في بقية هذه القصة الغرامية |
| Bağışıklık sistemini değiştirerek antikorların damarlara saldırmayacak fakat geri kalan işlerini yapacaklar. | Open Subtitles | نغير جهاز المناعي بحيث لا تتفاعل الٔاجسام المضادة مع أوعية الدم لكن تعمل جيداً في بقية الٔاماكن |
| Bu durumda, ben, bugün, Afrika'nın, dünyanın geri kalan kısmıyla daha yapıcı bir ilişki kuramamasının temel sebebinin zayıf bir kurumsal ve politik çerçeveye sahip olmasının olduğunu iddia etmek istiyorum. | TED | لذلك أريد أن أجادل اليوم أن المصادر الأساسية لأفريقيا عدم القدرة على الإنخراط في بقية العالم في أكثر العلاقات البناءة وذلك ﻷنها لديها مؤسسية فقيرة وكذلك إطارها السياسي. |
| Evet çünkü geri kalan zamanda benimle beraber olacak. | Open Subtitles | نعم، فقط لأنها ستكونُ معي في بقية الوقت |
| Anayurtları Afrika'dan ayrılıp, d ünyanın geri kalan yerlerine yerleşmek için onlara özgüven verdi. | Open Subtitles | فقد منحهم كل هذا القدرة- على مغادرة موطن أجدادهم , أفريقيا ويبدءوا في الانتشار في بقية أرجاء العالم- |
| Evin geri kalan iblis belirtisi yok. | Open Subtitles | لا وجود للمشعوذ في بقية المنزل |