| Benim ülkemde buna Cadılar bayramı denmezdi, Salı günü denirdi. | Open Subtitles | في بلادي هذا لايحدث في الهالوين بل يوم ثلاثاء عادي |
| Senin gibilerin ülkemde yaşaması yetmiyormuş gibi işimi kesiyorsunuz bir de. | Open Subtitles | كفاية لكم العيش في بلادي يجب أن تخرج من أعمالي أيضا |
| ülkemde kadınlara araba sürmek için cesaret de ehliyet de verilmiyor. | Open Subtitles | في بلادي ، لا يتم تشجيع النساء أو يُصرح لهن بالقيادة |
| ülkemdeki milyonlarca insanı etkileyen yolsuzluğun birkaç yolundan sadece biri. | TED | إنه مجرد مثال من الطرق العديدة التي يضر بها الفساد الملايين في بلادي. |
| Benim ülkemdeki atlar, Yahoo'larınız gibidir, yük yaratıkları. | Open Subtitles | الخيول في بلادي مثل الياهوووز عندكم دواب لحمل الأثقال |
| "Bizim ülkede, araba bana sigorta yapıyor" türünden şeyler. | Open Subtitles | في بلادي" "للسيارة ضمان من أجلي من هذا القبيل |
| 50 yılı aşkın süredir faaliyetteler. Bu demek oluyor ki, hayatım boyunca ülkemde barışla yaşadığım bir gün olmadı. | TED | لقد كانت موجودة هنا لما يزيد عن 50 سنة، ما يعني أنني طيلة حياتي لم يسبق لي أن عشت يوماً واحداً بسلام في بلادي. |
| Gerçek olan şu ki ülkemde de diğerlerinde olduğu gibi, her iki yasanın kökenini ve uygulanmasıydı. | TED | وما كان يجري حقيقة في بلادي كان يجري فعلياً في البلدان الأخرى كذلك. إن أصول تلك القوانين وكذلك تطبيقها |
| Bu benim için büyük bir şoktu, birçok kişi için de öyleydi, ama aynı zamanda ilerleyen birkaç günde ülkemde politik bir erimeye de neden oldu. | TED | لذلك كانت تلك صدمة هائلة بالنسبة لي، وكانت كذلك بالنسبة لعدد كبير من الناس، ولكن الأمر وخلال الأيام التالية له خلق انهيارا سياسيا تاما في بلادي. |
| ülkemde film, sinemanın ötesine gitme potansiyeline sahip. | TED | في بلادي ، للأفلام القدرة على تجاوُز السينما |
| ülkemde giderek artan bir vahşeti gösteren bir film. | Open Subtitles | حول المهزلـة البشعـة التي تنتشر في بلادي |
| ülkemde, biz Belçikalılar evin hanımına büyük saygı duyarız. | Open Subtitles | في بلادي .. نحن البلجيكيون لدينا احترام تام لأم العائلة |
| ülkemde oldukça yaygın olarak kullanılan bir bitki. | Open Subtitles | جلالتك, إنها نبتة تستخدم في بلادي على نطاق واسع |
| ülkemde biz arkadaşlarımızın kızlarıya yiyişiriz çünkü la did a. | Open Subtitles | . انا فيز . في بلادي , نحن نقبل صديقات اصدقائنا |
| ülkemde bu bilgiyi beni zayıflatmak için kullanabilecek insanlar var. | Open Subtitles | هناك في بلادي من سيستغل هذه القضية لإضعافي |
| Evet, benim ülkemde bile kimse lisedeyken evlenmeyecek kadar gerizekalı değil. | Open Subtitles | أجل، حتى في بلادي لسنا بذاك الغباء كي نتزوج ونحن في الثانوية |
| Benim ülkemde, gözlerini dikip bakamazsın bile bana. Sen bir hiçsin! | Open Subtitles | في بلادي أنتي لا تستحقين أن ترفعي عينكِ نحوي, أنتي لا شيء |
| ülkemdeki güvenlik teşkilatı, Kibarlığıyla tanınmaz. | Open Subtitles | أجهزة الأمن في بلادي لم يُعرفوا أبدا باللطف |
| ülkemdeki çoğu politikacı, uyuşturucu savaşından vaz geçmek, . daha fazla değil, daha az insanı hapsetmek istiyor. Amerikalı olarak gururla diyorum ki, artık esrar politikalarındaki düzenlemelerle önderlik ediyoruz dünyaya. | TED | معظم السياسين في بلادي يريدون دحر الحرب على المخدرات الآن ولكن بالقليل من الأشخاص في السجون لا أكثر وإنني كأمريكي فخور بأن أقول بأننا الآن نسبق العالم بإصلاح سياسات الماريجوانا |
| ülkemdeki bir gelenektir. | Open Subtitles | هو من ولايتي في بلادي. |
| Benim ülkemle onları hapse atıp sonra işlerini bitirirler. Onların alıp asarlar değil mi? | Open Subtitles | في بلادي يضعونهم بالسجن لينتهوا منهم |