| Bu anahtar fikir ele alındığında robotlar için yeni uygulama alanları bulmayı hayal etmeye başlayabiliriz. | TED | اذن باعطاء هذه الفكرة المفتاحية بامكاننا ان نبدأ في تخيل انواع جديدة من التطبيقات للروبوتات |
| Bazı uçurumlar öyle derin ve engindir ki, diğer tarafa nasıl geçeceğimizi hayal etmek bile zor gelir. | TED | هناك بعض الصدوع العميقة والواسعة، نجد صعوبة في تخيل كيف سنصل إلى الجانب الآخر. |
| Şu an bir enerji alanını hayal etmekte zorlanabilirsiniz ancak hepimiz birini yaşadık. | TED | الآن، قد تواجهون بعض المصاعب في تخيل حقل الطاقة، لكم قد حدث ذلك لنا جميعا. |
| Devamlı babamı nasıl hayal kırıklığına uğrattığımı gözlerimin önüne getiriyordum. | Open Subtitles | لقد استمريت في تخيل والدي بعد أن خيبت ظنه |
| Ama bu son zamanlarımı uzun bir hayatın olduğunu hayal ederek geçireceğim. | Open Subtitles | لكن قضيت الساعات الاخيرة في تخيل الحياة الطويلة الذي تنتظرك |
| İçinizden birisi konuşacak mı, aksi takdirde hayal gücüm konuşmaya başlayacak. | Open Subtitles | هل سيبدأ شخص ما في التحدث لإنه خلاف ذلك مُخيلتي ستبدأ في تخيل أمور ما |
| Bunun nasıl olacağını hayal etmeye başladım. | TED | بدأت في تخيل ما قد يبدو عليه ذلك. |
| Şuan bilgisayarların içindekilerini fiziksel hale getirmekten daha heyecan verici olan şey kendi dünyamızı proğramlamanın günlük hayatımızı nasıl etkileyeceğini hayal etmektir. | TED | والأكثر إثارة للحماس من مجرد تحويل ما يوجد حاليا في الحاسوب إلى ما هو مادي هو البدء في تخيل كيف أن برمجة العالم ستغير أنشطتنا الفيزيائية اليومية. |
| Evet bunun neye benzeyeceğini hayal dahi edemiyoruz ama bizi bu konuma getirebilecek araçlara sahip olabiliyoruz. | TED | الآن، لا يمكننا حتى البدء في تخيل كيف يمكن أن يبدو ذلك، لكن يمكننا البدء في أخذ لمحات عن الوسائل التي من الممكن أن تأخذنا إلى ذلك البعد. |
| Zamanla, beni rahatsız edecekler, hayal görmeye başlayacağım ondan sonra diğer insanlara beslenmek, giyinmek, yıkanmak için bağımlı olacağım. | Open Subtitles | مع مرور الوقت، سوف تسبب لي الشعور بالقلق، وسأبدأ في تخيل أشياء ما، وبعدها سوف أصير عالة على أناس آخرين، لكي يطعموني ويُلبسوني ثيابي ويحمموني. |
| Şu anda neler hissettiğini hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أبدأ في تخيل ما تمر به |
| - Ama sakın bir şeyler hayal etmeye başlama. | Open Subtitles | لكن لا تبدأ في تخيل الأشياء |
| hayal ürünü şeyler üretecekler. | Open Subtitles | سيبدأون في تخيل الأشياء. |
| Daha önce kaprik asit ile hiç karşılaşmamış bir köpek, muhtemelen, onun kokusunu hayal etmekte, daha önce duyduğumuz trompet notalarından bir nota daha yüksekten çalan bir trompeti hayal ederken zorlanacağımız kadar zorlanır. | TED | كلب لم يسبق له وأن شم حامض الكبريك يستطيع ربما.. وبدون صعوبة تخيل رائحته على غرارنا لن نجد صعوبة.. في تخيل بوق، على سبيل المثال، يصدر سجع (نوته) آخر أعلى درجة... من السجع الذي سمعناه سابقاً. |