| Ben kendi Bilgisayarımda, kendi oyunumu hazırlıyordum. | Open Subtitles | أنا كنت أخلق لعبتي الخاصة في حاسوبي الخاص. |
| Bilgisayarımda dosya bulduysanız başkası koymuş olmalı. | Open Subtitles | إن كان ثمة ملفاتٍ في حاسوبي فشخصٌ ما قد دسها هنالك |
| Ayrıca Bilgisayarımda yasadışı şeyler olsa da farketmezdi. | Open Subtitles | إلى جانب أنه حتى إن كانت ثمة أمور غامضة في حاسوبي فلن تهم |
| Bilgisayarıma diskini taktığımdan beri gergin olduğun belli. | Open Subtitles | و كان هذا واضحاً منذ أن وضعت قرصك المدمج في حاسوبي |
| Buraya gelirken, bu ölümlerin detaylı bir araştırmasını tarayıcıma indirmiştim. | Open Subtitles | لقد راجعت خصائص هاته الجرائم في حاسوبي بينما كنت ات الى هنا |
| O bilgi Bilgisayarımda yer almıyordu. | Open Subtitles | أتعلمين، أن جزء المعلومات ذلك لم يكن في حاسوبي |
| Mulder'la benim Bilgisayarımda olmayan, FBI'ın dosyalarından çıkarılan bir şeyi arıyorlar. | Open Subtitles | لأنهم ينظرون لإيجاد ذلك الذي ليس في حاسوبي... ... أوحاسوبمولدرأوفي الملفات الذي أزيل من مكتب التحقيقات الفدرالي. |
| Bilgisayarımda öyle bir şey yok. | Open Subtitles | لقد لفقوا الأمر لا يوجد شيء في حاسوبي |
| Sen kendi bilgisayarındasın, ben de kendi Bilgisayarımda. | Open Subtitles | إنّك في حاسوبك. وأنا في حاسوبي. |
| Dosya benim Bilgisayarımda. | Open Subtitles | الملف في حاسوبي |
| Dosya benim Bilgisayarımda. | Open Subtitles | الملف في حاسوبي |
| Bana sadece Bilgisayarımda depolandığına dair bir bilgi geldi. | Open Subtitles | -لقد قيل لي بأن الخلل محصور فقط في حاسوبي . |
| Bilgisayarıma görüntü kartı takarken parmağımı kestim. | Open Subtitles | لقد جرحت نفسي و أنا أضع بطاقة الغرافيكس في حاسوبي |
| Bilgisayarıma eşcinsel porno girdiği gibi mi? | Open Subtitles | بنفس الطريقة التي وضع في حاسوبي صور اللواط الإباحية؟ |
| Buraya gelirken, bu ölümlerin detaylı bir araştırmasını tarayıcıma indirmiştim. | Open Subtitles | لقد راجعت خصائص هاته الجرائم في حاسوبي بينما كنت ات الى هنا |