"في داخلي" - Traduction Arabe en Turc

    • içimde
        
    • İçimdeki
        
    • içe
        
    • İçimden
        
    • Bağırsağımda
        
    İçimde bir şeylerin gerçekten sükûnet için ağladığını düşünmeye başladım, ama elbette ki onu duyamamıştım, çünkü sağa sola çok koşturuyordum. TED ولقد بدأت أعتقد أن شيئا في داخلي كان بحاجةٍ حقيقيّه للسكينه، ولكن بالطبع لم أستطع أن أسمع لأني كنت اركض كثيراً.
    Ama yine de kar yağdığı zaman içimde bir şey şöyle der: Open Subtitles ولكن مازل ذلك, فعندما ينزل الثلج : فهناك شيء في داخلي يقول
    Önceden bu işi yaparken, Hep içimde bir polis olduğunu düşündüm. Buna tutundum. Open Subtitles عندما كنت في السجن دائما كنت أعتقد في داخلي بأني ما زلت شرطيا
    Gizemli bir tecrübe geçirdiğimi ve bundan sonra içimdeki bazı şeylerin değiştiğini hissettim. Open Subtitles شعرت بأني حصلت على افضل تجربة في حياتي وشئ في داخلي تغير اخيرا
    Küçülmüş, sanki içimde Oliver şeklinde kabuğun uzuvlarını yönlendiren ufacık, ...kadim bir Oliver Tate varmış gibi geliyor bana. Open Subtitles أشعر أنني منكمش، حيث أن هناك أوليفر تيت عجوز في داخلي تشغيل الروافع لرفع قوقعة بحجم و عمر أوليفر
    Kendi içimde giderek daha fazla agresif ve tuhaf olmaya başladım. Open Subtitles في داخلي قلت, كما تعلمون لامزيد .. ومزيد من الصرامة غريب
    Tüm hayatım boyunca, bu hissi içimde taşıdım arzu ve ateş gibi, Open Subtitles لدي ذلك الشعور دائماً في داخلي طوال حياتي مثل الرغبة او الحمى
    Ve üçüncü günde altı kemoterapiden sonra içimde yanan ateş dünyanın ormanlarında yanan ateşle aynı ateş. TED والنار التي تحرق في داخلي في اليوم الثالث للعلاج الكيميائي للسرطان هي النار التي تحترق في غابات العالم.
    Ben içimde her zaman bunun yanlış olduğunu ve içe dönüklerin de oldukları gibi gayet harika insanlar olduğunu düşündüm. TED وكنت دائما أشعر في داخلي أن هذا خاطئ وأن الانطوائية هي شيء رائع و أن الانطوائيون رائعون كما هم.
    Baş editör bana uzun bir konuşma yaptı, içimde, yüzücü hayatımla ilgili bir kitap olduğuna beni ikna etmeye çalıştı. TED جلس معي رئيس التحرير وقام بالتحدث معي لمدة طويلة، محاولاً إقناعي أن هناك كتاباً في داخلي. عن حياتي كسباحة.
    O zaman içimde bir şeyin değiştiğini hissettim. Bu yüzden bağırdım ve çığlık attım, etrafımdaki herkesin de aynı şeyi yaptığını fark ettim. TED حينها شعرت بشيء في داخلي يتغير، فبدأت أهتف وأصرخ، ولاحظت أن الجميع حولي كانوا يفعلون المثل.
    Ancak o avukat yine de içimde, sanatımı kullanarak inandığım şey için savaşıyorum. TED ومع ذلك، مازال المحامي في داخلي موجوداً، لذلك استخدمت فني حتى أحارب من أجل ما أؤمن به.
    Öyle bir gurulduyor ki sanki içimde bir sırtlan var. Open Subtitles الاصوات تبدو لك , وكأن هناك ضبع في داخلي
    Adaylıklar açıklandığında içimde bir şey koptu sanki. Open Subtitles شيء في داخلي انفطر عندما أعلنوا تلك الترشيحات
    Midemde bir kurşunun olması içimde bir baskı yaratabilir. Open Subtitles الرصاصة في داخل أحشائي يمكنها أن تخلصني من الضغط الذي أشعر به في داخلي
    Ama içimde, benim için bir anlamı olan birine vermek istediğim, bir şey var. Open Subtitles لكني أمتلك شيء في داخلي أريد أن أعطيه لشخص واحد الشخص الذي يمثل لي شيئاً.
    Bu, içimdeki kimlikle ve her insanın topluma ve farklı bakışlara katkıda bulunma kapasitesiyle bir bağlantı kurdu. TED ولامست في داخلي شيئاً عن الهوية ، عن قدرة كل شخص في المساهمة في المجتمع ، بطريقةٍ تبعث بالأمل.
    İçimdeki intikam ateşinin, öç alma duygusunun Jackson'ı korkuttuğunu anladım. Open Subtitles كل هذا الغضب الذي في داخلي ...كلّ تلكَ الشهوة للإنتقام
    O kelimeden nefret ediyorum. İğreniyorum. Beni içten içe öldürüyor. Open Subtitles أكره هذه الكلمة, وأشمئز منها تجعلني أشعر بالموت في داخلي
    Ama yine de içimden bir şey düşünmeyi ve mücadele etmeyi sürdürüyordu. TED لكن ومع ذلك، بقي يدور شيء في داخلي ويكافح.
    Bağırsağımda hissetmiştim. Open Subtitles أحسستُه في داخلي.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus