O akşam Verona'da Michelin yıldızlı bir restoranda yemek yedik ve sonra Carmen diye bir şeyi izlemeye gittik. | Open Subtitles | في ذلك المساء في فيرونا، علينا تناول الغداء جيدا في مطعم نجمة ميشلان، ثم ذهبنا لرؤية ما يسمى كارمن، |
Babam O akşam yemeği erken bitirdi. | TED | والدي فرغ من العشاء باكرا في ذلك المساء. |
Söylemem gerekir ki benim için O akşam her şey değişti. | TED | علي أن أخبركم ، بالنسبة لي ، كل شيء تغير في ذلك المساء. |
O gün öğleden sonraki üçüncü dersimden Maddie'nin O akşam gönderdiği bu videoya bir bakalım. | TED | شاهدوا هذا الفيديو الذي أرسلته لي طالبتي مَادِي من الأسدس الدراسي الثالث في ذلك المساء. |
dedi. Biraz şaşırmıştım, ancak O akşam hakkında konuştuğumuz şeyler, aydınlatıcı bir konuşmaydı, | TED | لقد فوجئت بعض الشيء ، ولكن في ذلك المساء هذا ما تحدثنا عنه وقد كانت محادثة شيقة |
Annem, O akşam, alışılmışın dışında hoşgörüsüzdü. | Open Subtitles | ولكن والدتي كانت أكثر التعصب من المعتاد في ذلك المساء. |
O akşam defalarca yapmıştık. Çıldırmış gibiydik. | Open Subtitles | كان بإمكاننا أن نفعل الكثير في ذلك المساء. |
O akşam elbiselerimi değiştirmeye gittiğimde Eynollah bana ertesi gün... işe gelmemi söyledi. | Open Subtitles | في ذلك المساء ، ذهبت لأغير ملابسي ، وأخبرني عين الله أن لا أضايقهم بالمجيء إلى العمل في اليوم التالي |
O akşam bir orduya yetecek kadar yiyecek vardı. | Open Subtitles | في ذلك المساء كان هناك طعام يكفي لتغذية الجيش |
Böylece O akşam Simon'ın daimi olarak sevdiği kızın evine varmıştık. | Open Subtitles | وهكذا , في ذلك المساء وصلنا الى بيت فتاة سايمون التي طالما احبها |
O akşam yemekten sonra, annemle babamın odalarında kıkırdadığını duydum. | Open Subtitles | في ذلك المساء ، أستمر والداي في أطلاق النكات. |
Bir tablo daha, Nehirkenarı Kiliseyi düşünüp taşınırken. Dün gece ,Onbir Eylülde hüzün çöktüğünde, bir gazete ve televizyon spikeri dedi, O akşam Nehirkenari kiliside ayin yapildiğini, bu şehirde görevimize devam ettik, | TED | صورة اخرى بينما انا افكر بالكنيسة عند ضفة النهر الليلة الماضية في خريف حزين رجل صحيفة و رجل تلفزيون قالا, في ذلك المساء عندما اقيم قداس عند كنيسة ضفة النهر سوف نبثها عبر محطتنا في هذه المدينة. |
O akşam, neredeyse ta istasyona kadar koşmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | في ذلك المساء اضطررت للعَدو إلى المحطة |
O akşam, John beni izlemeye geldiğinde, gözlerine baktığımda bir terslik olduğunu anladım. | Open Subtitles | في ذلك المساء عندما اتي جون ليقلني عرفت من عينيه... ان هناك شيء خاطئ |
Sizden sadece O akşam gördüklerinizi anlatmanızı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تقول ما رأيت في ذلك المساء |
Ama O akşam şaka mı şeker mi demek için çıkamayacaklardı ya da bir daha asla. | Open Subtitles | "ولكنهما لم يقوما بحلوى أم خدعة* في ذلك المساء" قيام الأطفال بالتسول في الهالوين* "أو أي مساء مجدداً" |
O akşam kedi evime geldi. | Open Subtitles | في ذلك المساء جاءت القطة الى منزلي |
O akşam neler olduğunu anlatın lütfen. | Open Subtitles | اوصف ما حدث في ذلك المساء رجاءً |