| Bunu önümüzdeki hafta Stockholm'deki Ektogenez Toplantısı'nda sunacaktım ama şimdi çok daha önemli biri için sunma fırsatı buldum. | Open Subtitles | حسناً, كنت سأقدم هذا في مؤتمر إنماء الأعضاء بشكل صناعي في ستوكهولم في الأسبوع القادم ولكنني وجدت سبباً أفضل |
| Bir şey değil, Stockholm. İnanılmaz. | Open Subtitles | انت مرحب بك في ستوكهولم غير معقول نجاح كبير |
| Söylememe gerek bile yok biliyorum ama özellikle Stockholm seyahati sonrası Bay Kent'ten gelecek destek muazzam olur. | Open Subtitles | أنا متأكد أنني لا أحتاج أن أخبرك أن دعماً من السيد كنت خاصة عندما يكون في ستوكهولم |
| Sizi, Stockholm'de bir yaz gecesinde Robyn'in gösterilerinin birinden sonra gerçekleşen bir parti sonrasına geri götüreyim. | Open Subtitles | دعوني اعيدكم الي ليله الصيف في ستوكهولم, الى مابعد الحفله بواحد من مشاهد روبين. |
| Stockholm'den bir iş teklifi almış. | Open Subtitles | فجأة تلقى عرض في ستوكهولم عمل جيد, دخل أعلى |
| Onu üç aydır görmedim. Stockholm'de yaşıyor. | Open Subtitles | لم أراها لثلاثة أشهر إنها تعيش في ستوكهولم |
| İşte bu. Bu Stockholm'un sıkışıklık ücretleri için toplumun desteğini gösteriyor ve sıkışıklık ücretlerinin 2006 yazının başlangıcında tanıtıldığında insanların buna şiddetle karşı çıktığını görüyorsunuz. | TED | انها هذه. تظهر تأييد العامة لرسوم الازدحام في ستوكهولم وتظهر بوضوح عندما استحدثت الرسوم في بداية خريف 2006، الناس متخوفون وضد الرسوم. |
| Yanlız bir kez onları alması için uçağımı gönderdim. Stockholm'de buluştuk. | Open Subtitles | أرسلت لهم طائرتي مرّة و دعوتهم لمرافقتي في "ستوكهولم". |
| Stockholm'da Nobel Ödülünü alırken seni düşüneceğim. | Open Subtitles | سأتذكرك في "ستوكهولم" حين أتسلم جائزة نوبل |
| Örneğin Stockholm'de yaşasaydın... | Open Subtitles | ان كنت في ستوكهولم كمثال .. حينها.. *عاصمة السويد* |
| İstersen bana annemin Stockholm adresinden mektup atabilirsin. | Open Subtitles | إذا أحببت، بإمكانك أن تراسلني على عنوان والدتي في "ستوكهولم" |
| Ama Stockholm'de karısı ve çocuğu vardı. | Open Subtitles | ولكنه كان متزوج ومعه طفلين في ستوكهولم. |
| Stockholm'de bu sabah... | Open Subtitles | و السماء صافية هنا في ستوكهولم |
| Bize gelen son haberlere göre Stockholm'deki Alman Büyükelçiliğinde silahlı bir çatışma oldu polis olay yerini kapattı, ölü veya yaralılara dair henüz bir bilgi yok elçilik binasında yaklaşık 100 kişi bulunuyor. | Open Subtitles | السفارة الألمانية في ستوكهولم احتلت من قِبل الإرهابيين اليوم إنهم يزعمون بقتل الرهائن ما لم تلبي مطالبهم أصدر الإرهابيون بيان إلى الحكومة الألمانية |
| Ateş ve Limon. - Stockholm'e hoş geldiniz. | Open Subtitles | الشعلة , الأترنج مرحبا بكم في ستوكهولم |
| Stockholm'deki en popüler butiklerin hepsini gezebiliriz. | Open Subtitles | وسوف نمر على آخر " وأحدث بوتيكات الزهور في " ستوكهولم |
| Stockholm'deki hastane Elin'in psikolojik geçmişini gönderdi. | Open Subtitles | في "ستوكهولم" أرسلوا وراءها طبيبها النفسي |
| Albayla geçen sene Stockholm'deki bir ticaret konferansında tanışmıştım. | Open Subtitles | "التقيتُ العقيد العام الماضي في "ستوكهولم في اتفاقية التجارة |
| Stockholm'de bu sabah... | Open Subtitles | و السماء صافية هنا في ستوكهولم |
| Bu, Stockholm'de üzerinde iki araba olan güzel bir caddenin fotoğrafı. | TED | هذه صورة فوتوغرافية لسيارتين في شارع جميل في (ستوكهولم). |