| En azından Spooner Sokağında botu olan en şişman kişi ben olacağım | Open Subtitles | حسناً, على الأقل سأكون اسمن واحد في شارع سبونر سيحصل على قارب |
| Ligorio Leonardo, Manduria doğumluyum 4 Kasım 1970, Magna Grecia Caddesi. | Open Subtitles | ليجوريو ليوناردو، ولدت في ماندوريا 4نوفمبر 1970 في شارع مانجا جريشيا |
| Bu ev Buenos Aires, Moron'da, Blas Parera caddesinde 48 numarada bulunmaktadır. | Open Subtitles | يـقع الـقصر في شارع 48 بلاس بيريرا في مورون، مقاطعة بوينس آيرس |
| En iyi sekiz sonuç: Bir numara, Bagel Fırını, El Dorado Sokağı'nda. | TED | اول ثمانية نتائج: رقم واحد مخابز باجل , في شارع ال درادو |
| Gördüğüm bir kabus var. Beşinci caddede St. Patrick Günü Törenini seyrediyorum. | Open Subtitles | كان لدي هذا الكابوس أني في شارع خمسة أشاهد "يوم سانت باتركس" |
| CO: Dün beni Washington Sokağı'ndaki o yere gönderdin, şimdi zehirli sarmaşık döküntüsüyle kaplandım. Yani, günlerimiz böyle şeylerle dolu geçti. | TED | كايتريا أونيل: لقد ارسلتني إلى ذلك المكان في شارع واشنطن أمس، والآن فأنا مغطاة باللبلاب السام. هذا هو ما ملأ أيامنا. |
| Keşke Hollywell sokağındaki kitap dükkanımın patronları da sizi dinleyebilselerdi. | Open Subtitles | لو كان بستطع زبائن مكتبي في شارع هوليويل أن يسمعوك |
| Clover Sokağında işler ters gitmiş gibi gözüküyor. | Open Subtitles | يبدو أن بعض تم تخطى بعض الخطوط في شارع كلوفر |
| Olvera Sokağında öğle yemeği yiyen bir adam... bir taksi şoförü. | Open Subtitles | والرجل الذي تناول غداءه في شارع أولفيرا سائق سيارة أجرة |
| Epps'in eşgaline uyan bir adamın L Sokağında kendisine yaklaştığını söyledi. | Open Subtitles | قال أن رجلا يطابق أوصاف هوارد إيبز إقترب منه في شارع إل, ودفع له نقدا |
| Devam et, Danny. Maple Caddesi'nden arıyorlar. Almak için gecikmişsin. | Open Subtitles | إذهب داني,لديك عمل في شارع مايبل لقد تأخرت على الإستلام |
| Elizabeth Stride'ın cesedi gece 1 sularında Berner Caddesi'ndeki karanlık bir sokakta bulundu. | Open Subtitles | عُثر على جثة إليزابيث سترايد، بزاوية مضلمة في شارع بيرنر على 1 صباحا |
| Görünüşe bakılırsa, dere kenarındaki Plum caddesinde fıçı biralı bir parti varmış. | Open Subtitles | على مايبدو, كان هناك حفلة في شارع بلم على جانب جدول الماء. |
| Forsyth caddesinde, yiyecek pek bir şey bulamazdık. | Open Subtitles | في شارع فورسايث كنا نصنع وجبات عديدة من الحصى والمرق |
| Dursley, cerrah, Kral William Sokağı'nda. Hackett, Barings'de katip, üçüncü seviye. | Open Subtitles | دورسلي,جراح يعمل في شارع الملك ويليام هاكيت,موظف في الطابق الثالث,شارع بارينغز |
| Tanrım, West 31 . caddede ölmeme izin verme. | Open Subtitles | يا الهي,لا تدعني أموت في شارع 31 من الشارع الغربي |
| Git ve Dillon Sokağı'ndaki Alamo'yu dene. Alamo, Amigo değil. | Open Subtitles | . إذهب وجرب الألمو في شارع ديلان الألمو وليس الأميجو |
| Wimpole sokağındaki o iblisin yanına dön. Bana ne ettiğini söyle ona. | Open Subtitles | " إرجعي إلى شيطانك في شارع " ويمبول أخبريه ماذا فعل بي |
| Church and 20.de inin. Çabuk, yoksa her şeyi mahvedersiniz. | Open Subtitles | ترجل إلى الكنيسة في شارع 20 بسرعة، وإلا ستنهي اللعب |
| Bir "uzman"a göründüm çoktan, Harley sokak'ta. | Open Subtitles | لقد قمت سلفاً بإستشارة اختصاصي في شارع هارلي |
| 82. caddedeki çalılıklarda saklanmış üç büyük şişem var. | Open Subtitles | حسنٌ، بقي لديّ 3 زجاجات مدفونة تحت إحدى الشجيرات في شارع 82 |
| Bu moda dükkanlarıyla sıralı bir sokakta 65.000 elbise askısı. | TED | هناك 65,000 من علاّقات المعاطف في شارع مليء بمحلات الازياء. |
| Saat 6:30'da Beach caddesindeki Presbiteryan Kilisesinde. | Open Subtitles | الساعة السادسة و النصف في كنيسة المشيخية في شارع الشاطئ |
| Harbor Street'te her gün olan olayları yazmanız ve o gece okumanız lazım. | Open Subtitles | في شارع هاربور تكتب جميع الأحداث في سجلك وتقرأ ماكتبته في تلك الليلة |
| - Ruiz Bulvarı'nda. - Biliyorum. | Open Subtitles | ـ آه، تلك الموجود في شارع ريز ـ نعم، أعرف |