| Ağustos ayında Ohio'da yakıcı sıcak bir yaz günüydü. | TED | لقد كان صباح يوم سبت بأشعة شمس حارقة في شهر أغسطس في مدينة أوهايو، |
| Eğer Ağustos ayında bakma fırsatı yakalayabilirseniz, sanki gerçekten gökten altın yağıyor gibi görünmektedir. | Open Subtitles | مؤكد أنها تبدو كدفق من الذهب المنهمر إذا تسنى لك التوقف ومشاهدته في شهر أغسطس. |
| Bir resim et, Ağustos'ta idi hemde. | Open Subtitles | لترى ذلك الحجم لقد حدث الأمر ذاته في شهر أغسطس |
| Jack Ağustos'ta kalmam için beni davet etti ama gelemeyeceğim sanırım. | Open Subtitles | لقد طلب مني أن أسكن معه في شهر أغسطس لكني لست متأكد من أني سأذهب |
| Genelde ağustosta gelip bir ay kalırlar. | Open Subtitles | ،إنهم يأتون في شهر أغسطس عادةً و يقضون ما تبقى من الشهر هنا |
| O ağustosta Donanma Araştırma Bürosu'na girdi. | Open Subtitles | إلتحق بالإستخبارات القومية في شهر أغسطس ذلك |
| Ağustosun üçüncü pazarı Eski Tüfekler Günü ilan edilmeli. | Open Subtitles | يوم الأحد الثالث في شهر أغسطس يوم لقاء الأصدقاء القدامي في باريو |
| Ağustos ayındayız. Bu bir hafta sürer. | Open Subtitles | نحن في شهر أغسطس يستغرق مثل هذا الأمر أسبوعاً |
| Evet, iç çamaşırları Ağustos ayında Sahra çölü kadar ıslaktı ancak. | Open Subtitles | أجل, لقد كانت ملابسها الداخلية مبللة كرطوبة الصحراء الكبرى في شهر أغسطس |
| Bütün malzemelerin olduğu bir sipariş varmış. Ağustos ayında Malmö'deki bir posta kutusuna gönderilmiş. | Open Subtitles | هناك أمرًا واحد مع كل هذا لقد أُرسل عبر البريد في مالمو في شهر أغسطس |
| Temmuz ayında Tulsa, Ağustos ayında ve Baton Rouge. | Open Subtitles | "تولسا" في شهر يوليو، و"باتون روج" في شهر أغسطس. |
| İnsanlar Ağustos ayında kadife giymezler. | Open Subtitles | الناس لا تلبس المخمل في شهر أغسطس. |
| Bu adam da Rober Moog, Moog sentezörünün mucidi. Geçtiğimiz Ağustos ayında vefat etti. | TED | والرجل هو روبرت مووق، مخترع سنشزر موق (آلة موسيقية)، والذي مات في شهر أغسطس - آب الماضي. |
| Grönland'ın doğusunda Ağustos ayında çok az buz kalır, bu yüzden deniz aygırları dinlenmek için karaya çıkarlar. | Open Subtitles | (نحو الشرق من (جرينلاند بقي القليل من الثلج في شهر أغسطس (لذا , تهرع حيوانات (الفظ للاستراحة على اليابسة |
| Ağustos'ta çoğu burada değildi ama bulabildiklerimizin hepsi seni tanıdı. | Open Subtitles | معظم السكان مسافرين في شهر أغسطس وأؤلائك الذين وجدناهم تعرفوا عليكِ |
| Çocuğu Ağustos'ta kışın gibi giydiriyor. | Open Subtitles | .أقسم آنها ألبسته ملابس الشتاء في شهر أغسطس |
| Tüm yaz için gitmek zorunda değilim. Ağustos'ta geri dönebilirim. | Open Subtitles | لا يجب أن أذهب طوال الصيف يُمكنني العودة في شهر أغسطس |
| Onun için bunu Ağustos'ta Alaska'ya götürüyorlar. | Open Subtitles | و ذوي الوغد سيصطحبونه إلى "ألاسكا" في شهر "أغسطس". |
| "Siyahlı Kadın, Ağustos'ta öldüğünden beri her gün büyük aşkının ebedi istirahatgâhının hemen yanı başına tek bir kırmızı gül bırakıyor." | Open Subtitles | "السيدة المرتدية الأسود تركت وردة حمراء واحدة "بجانب مثوى العاشق العظيم الأخير "كل يوم منذ وفاته في شهر أغسطس الماضي |
| New York ağustosta, devasa, eriyen bir balmumu müzesi gibi. | Open Subtitles | نيويورك في شهر أغسطس.. إنها كـ متحفُ كبير من الشمع الذائب |
| ağustosta Paris. Bu yepyeni bir kadın yapacak seni. | Open Subtitles | إن باريس في شهر أغسطس ستجعل منكِ إمرأة مختلفة |
| ağustosta Üzüm Bağı'ndayız. Barack ve Michelle'i arıyorum. | Open Subtitles | نحن في شهر أغسطس في هذا المكان أنا ابحث عن باراك اوباما وميشيل |
| Ağustosun ortasına ağzı açık kalmış bir çöp poşetinden bile daha iğrenç. | Open Subtitles | ينتن أسوأ من شاحنة لجمع القمامة في شهر أغسطس |
| Şu anda Ağustos ayındayız ve sürecin dokuz ay olduğunu düşünürsek. | Open Subtitles | حسناً نحن في شهر أغسطس الآن وهم يستغرقن حوالي التسعة أشهر حينما يبدأن بالنهوض والركض |