| Çünkü toplumlar, ülkeler ve son olarak dünya, kadınların sağlığı kadar güçlüdür. | TED | لأن المجتمعات والبلدان وفي آخر المطاف العالم، تكمن قوته في صحة النساء. |
| Fakat ağaçlar, sadece bir şehrin altyapısının sağlığı için önemli değiller, vatandaşların sağlığında da hayati rol oynuyorlar. | TED | لكن الأشجار ليست مهمة فقط للبنية التحتية للمدن؛ بل إنها تلعب دوراً رئيسياً في صحة مواطنيها أيضاً. |
| Birçok kişiyle konuştum, hepsi de eve gidebilecek kadar sağlıklı olduğun konusunda hemfikirler. | Open Subtitles | تحدثتُ للجميع وكلهم اتفقوا أنك في صحة جيدة بما يكفي حتى تخرج للمنزل |
| Umarım hepiniz sağlıklısınızdır ve hepimiz uzun bir gelecek boyunca sağlıklı kalırız. | TED | آمل أن تكونوا جميعًا في صحة جيدة، وآمل أن نبقى جميعًا في صحة جيدة إلى الأبد. |
| Kadeh kaldıralım... katil piçi yakalamamıza. | Open Subtitles | ...في صحة القبض على المجرمين الأوغاد المطرقة ليست دليلاً كافياً |
| Heinrich'in sağlığına Kadeh kaldıralım. - Peki, haydi. | Open Subtitles | لنشرب في صحة وتعافي هنريك |
| Genel olarak çok sağlıklısın. | Open Subtitles | لكن في المجمل، أنتِ في صحة جيدة |
| Çocuğun sağIık durumu iyi. | Open Subtitles | الطفل في صحة جيدة |
| Üretkenlikteki ilk artış tabii ki iyiye giden hayvan sağlığı. | TED | ارتفاع حجم الإنتاج رافقه تحسن في صحة الماشية. |
| Omoc'un baskı ve stres altında olması gerçeğine rağmen, onun sağlığı da mükemmel durumdaymış. | Open Subtitles | على الرغم من حقيقة أن أوماك بدا مجهدا. كان في صحة مثالية |
| Dr. Allen'in kayıtları gösteriyor ki, kardeşin olumlu ruh sağlığı ile... bir kaç gün önce salıverilmiş. | Open Subtitles | في سجلات دكتور ألين أن أخاك قد حصل على تصريح خروج منذ عدة أيام في صحة عقلية جيدة |
| Kızın sağlığı kötü, gerçekten çok üzücü. | Open Subtitles | الفتاة ليست في صحة جيده انه شيء محزن للأسف |
| sağlıklı olmak fikri poponuzu kaldırıp sizi yürüme bandına getirmeyecek. | TED | كونك في صحة جيدة لن يجعل مؤخرتك في حاجة لجهاز سير. |
| Ben pek cüsseli bir adam değilim ama kollarım Amy'nin zayıf gövdesine kıyasla çok sağlıklı görünüyordu. | TED | لستُ شخصًا كبيرًا في حجمي، ولكن بدت ذراعي في صحة جيدة مقارنة بجسد إيمي المتداعي. |
| Sağlam görünüyor, tamamen sağlıklı görünüyor, fakat ağacın iki tarafından da aynı anda geçmiş gibi görünüyor. | TED | يبدو سليماً، و يبدو أنه في صحة جيدة تماماً، و يبدو أنه قد نما على جانبي تلك الشجرة في نفس الوقت. |
| Kadeh kaldıralım bu güzel kadına güzel dövüşçülere ve büyük güzel bir hasılat için Miramar Playa | Open Subtitles | نخب في صحة... المرأة الجميلة |
| Kadeh kaldıralım. Kadeh kaldıralım. | Open Subtitles | -في صحة (جو)، في صحة (جو ) |
| Hayır, tabi ki değil, ama sen gayet sağlıklısın, | Open Subtitles | لا، بالطبع لا، ولكن كنت في صحة مثالية، |
| sağlıklısın. | Open Subtitles | أنت في صحة جيّدة. |
| Majestelerinin sağIık durumu iyi. | Open Subtitles | صاحبة الجلالة في صحة جيدة |