"في صندوق" - Traduction Arabe en Turc

    • bir kutuya
        
    • bagajında
        
    • bir kutuda
        
    • kutusunda
        
    • bagajına
        
    • kutunun içinde
        
    • kutusuna
        
    • kutu içinde
        
    • kasada
        
    • bir kutu
        
    • bagajındaki
        
    • kutusunun içinde
        
    • bir kutunun içine
        
    • Bagaja
        
    • kasaya
        
    Kırmızı, yeşil, mavi, üçünü de bir kutuya koymak için. TED المادة الحمراء والخضراء والزرقاء رتب تلك الأشياء الثلاثة في صندوق.
    Çok fazla çocuğu sessiz bir kutuya koyduğunuzda bazı çocuklar gerçekten gerginleşiyor. TED فعندما تضع العديد من الطلاب في صندوق هادئ فبعضهم يصبح عصبي جداً
    Hangisi olursa olsun, çok geçmeden bir otobanda... bir arabanın bagajında bulacaksın kendini. Open Subtitles و على كل حال، أنت ستنتهي في صندوق سيارة في جراج ما قريبا
    bir kutuda yaşıyor, dans etmek istiyor ama ayağını kırıyor. Open Subtitles كانت تعيش في صندوق, وتريد أن ترقص, لكنها كسرت ساقها
    O günden sonra babam, eşyalarını balık aletleri kutusunda saklamaya başladı. Open Subtitles بعد تلك الحادثة، أصبح أبي يخبأ أغراضه في صندوق حفظ الأسماك
    Sonrada Onu arabanın bagajına attı ve biz sinemaya gittik. Open Subtitles و وضعه في صندوق السيارة و قاده الى السينما بالصندوق
    Evet de ben bir kutunun içinde tıkılıp kalmıyorum. Ne? Open Subtitles أجل ، حسنا أنا لست محبوسا في صندوق ماذا ؟
    diyordu. En sonunda, SKY'yi bir kutuya koyduk ve asker, merkezi terk edeceği zaman, onu orada bırakmayı tercih etti. TED في نهاية الأمر ،وضعنا الوجه في صندوق لاحتواء أكبر له، وعندما غادر العسكري المكان اختار أن يترك الوجه الدموي خلفه.
    Eski kayıtlar, ondan arta kalanların aynalı bir kutuya mühürlendiğini yazıyor. Open Subtitles يا سيدي، كان يجب أن توضع أشلاءها في صندوق مبطن بالمرايا
    Aslında, her şeyi bölmelere ayırırız böylece ikisi, bir kutuya koyduğumuz ve başka bir yere tuttuğumuz bir şey olur. Open Subtitles اعتقد انه يجب علينا تقسيم كل شيء الاثنين ستكون لهم اشيائهم الخاصة سنضعهم في صندوق ونحفظهم في مكان ما بعيدا
    Penceresinde bulduğumuz ipliğin aynının senin bagajında ne işi var? Open Subtitles فكيف إنتهت خيوط من غرفة نومها في صندوق سيارتك ؟
    Cinayet silahının hala arabasının bagajında olma ihtimali ne kadardır ki? Open Subtitles ما هي الإحتمالات بأن سلاح القاتل ما يزال في صندوق السيارة
    Bir ekip az önce onu bir arabanın bagajında buldu. Open Subtitles أو هاتف الأقمار الصناعية، فريقٌ وجدها للتوّ في صندوق سيارتها
    Mücevherler kalenin 15nci katındaki kiralık depoda kilitli bir kutuda. Open Subtitles الكنز لدي في صندوق في احدى الخزانات في الشارع 15
    Robot yükleyicilerle dolu bir sondaj gemisinde, çelik bir kutuda 4 gün geçirdim. Open Subtitles لقد قضيت اربع أيام عالق في صندوق على رافعات نفط مليء بالروبوتات المتحركة
    Bazı cevaplara ulaşmanın ilk adımı da tam orada, o posta kutusunda olabilir. Open Subtitles و الخطوة الأولى للعثور على أحد الإجابات. ربما يكون هناك في صندوق البريد.
    Bankaya gidip emanet kutusunda ne varsa ona vermemi istiyor. Bunu görüyor musun? Open Subtitles يريد مني الذهاب الى البنك وأن أحضر لهم ما يوجد في صندوق المدخرات
    Çeyrek litre kanın arabanın bagajına nasıl geldiğini bilmiyor musun? Open Subtitles هل لديك فكرة عن كمية الدم في صندوق السيارة ؟
    Çocuklarımız bir kutunun içinde okula gitmek için 181 günlerini harcıyorlar. TED يقضي أطفالنا 181 يوماً في الذهاب لمدارس في صندوق.
    kutusuna adam boyunda kaka koyalım ki kendinde bir sorun olduğunu düşünsün. Open Subtitles دعونا نتغوط في صندوق قطته لكي يظن أن هنالك خطب ما به
    Hadley ailesininki: Tüm çatal bıçak takımı yeşil plastik bir kutu içinde TED وبالملاحظة إلى ما في عائلة هادليس: وجدنا أن لديهم كل هذه الأدوات في صندوق بلاستيكي أخضر.
    kasada 2 milyon dolar mı var? Open Subtitles حسناً,يوجد 2 مليون دولار في صندوق الإيداع
    Arabamın bagajındaki metamfetamin laboratuarı için birkaç beher yürüttüm. Open Subtitles لقد سرقت بعض الدوارق من أجل مختبر المخدرات الذي أبنيه في صندوق سيارتي
    Bilirsin,bence Brian'ın yatağının altında,sigara kutusunun içinde biraz ilham vardır. Open Subtitles أعتقد أن براين لديه بعض الإلهام في صندوق السجائر تحت سريره
    Sonraki gün, hayvanlarımızı alıp daha önce hiç bulunmadıkları kırmızı bir kutunun içine yerleştiriyoruz. TED الآن في اليوم التالي، نستطيغ أخذ حيواناتنا و وضعهم في صندوق أحمر لم يجربوه أبداً من قبل.
    Adamın biri evin yanında koşuyordu. Arka kapıdan geliyordu. Ceketini ve birkaç şeyi Bagaja koydu ve arabasına atladı. Open Subtitles وعندها رأيت ذلك الشخص ، يخرج من الباب الخلفي ومن ثمّ القى بمعطفه وبعض الأشياء الأخرى، في صندوق السيارة
    Bir görevli kasaya anahtarı koyuyordu ve yüzlerce insan hücrelerinden akıp gidiyordu. TED ضابط يدخل مفتاحًا في صندوق المفاتيح ويتوافد مئات الأشخاص خارجين من زنزاناتهم.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus