| İsminin bu hafta sonu düzenlenen okul festivalinin gönüllü listesinde olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | لقد لاحظت أن اسمكِ ليس في قائمة المتطوعين لمعرض المدرسة بعطلة الأسبوع هذه |
| 38 hafta, New York Times'ın en iyi satanlar listesinde kaldı. | Open Subtitles | بقي في قائمة نيويورك تايمز لأفضل الكتب مبيعاً لـ 38 أسبوعاً |
| 11 Eylül'den sonra ölüm listesinde yedi kişi vardı Irak'ta ise iskambil kağıtlarında 55 kişi Afganistan'da binlercesi bulunuyordu. | Open Subtitles | بعد الـ11\9 كان هناك 7 أشخاص في قائمة القتل. في العراق 55 ضمن مجموعة الكروت، في أفغانستان أصبحوا ألوفًا. |
| Ve ardından, bir bir, koronolojik sıranın tam tersine, kendilerini bundan muaf tutarak, duyguların kayan listesine giriyoruz. | TED | وبعد ذلك، واحدة تلو الأخرى، بترتيب زمني معكوس، يعذرون أنفسهم، بالدخول في قائمة دائرية للمشاعر. |
| Emeklilik listesindeki her şeyi yapmak bir buçuk hafta kadar sürecek. | TED | وسوف يستغرق الأمر أسبوع ونصف ليقوم بكل الأشياء في قائمة التقاعد. |
| Sevişmeli şarkı listemde yer alıyor çünkü. | Open Subtitles | لأن هذة أفضل ما سنجده في . قائمة الأغاني |
| listede yazan şeyleri yapmamız... sonra da okul yıllığı için fotoğraf çektirmemiz gerekiyor. - Ben yıllık fotoğrafımı zaten çektirdim... ve saçlarım o gün çok güzeldi. | Open Subtitles | نعم, انا لم أفهم ذلك, يجب علينا أن نقوم بذلك كما في قائمة المادة |
| En çok istenen listesindeyiz, ve korumasız mıyız? | Open Subtitles | انتظري لحظة، نحن في قائمة الأكثر ساحرات رغبةً... و سنكون عاجزات عن الدفاع؟ |
| Afedersiniz bayan. Bu benim biletim.. Bekleme listesindeyim.. | Open Subtitles | معذرة يا سيدتي ، هذه تذكرتي أنا في قائمة الإنتظار |
| Ne güzel, benim annemim hızlı arama listesinde evlatlık servisinin numarası var. | Open Subtitles | هذا لطيف لأنّ والدتي تملك أرقام وكالات تبنّي في قائمة الإتّصال السريع. |
| Bu anahtar dün bu çekmecede yer alan eşyaların listesinde bulunmuyor. | Open Subtitles | هذا المفتاح لم يكن في قائمة الأشياء التي كانت موجودة في ذلك الدُرج بالأمس |
| Devletin sadakatsiz düşmanlarının listesinde... benim adım nerede yer alıyor? | Open Subtitles | تُرى أين يظهر إسمي في قائمة أعداء الولاية الخونة؟ |
| Ray Tower, onların ölüm listesinde ikinci sırada. | Open Subtitles | إن راي تاور هو رقم 2 في قائمة اغتيالاتهم |
| Polonya'lı Gençler'in listesinde bir problem var. | Open Subtitles | معذرةً، لكن هناك مشكلة في قائمة الشبيبة البولندية. |
| Dava öncesi tanık listesinde gösterilmişti, Sayın Yargıç. | Open Subtitles | إنها مدرجة في قائمة ما قبل المحاكمة , سيادتك |
| Düşman yırtıcı hayvanlar listesinde en sonda.. | Open Subtitles | في قائمة المفترسين المعادين هم فعلاً في آخر القائمة |
| Sevilen senaryoların listesine dahil olma ihtimaline dayanarak senaryonun değerini göstermeye çalışıyordu. | TED | للإقتراح بأن النص له الجدارة بناءً فقط على إمكانية إدراجه في قائمة من السيناريوهات المحبوبة |
| Ya tahliye edip seni çıkarırlar ya da kayıp listesine eklerler. | Open Subtitles | إنهم يقضون عليك بالتسريح أو يسجلونك في قائمة القتلى |
| Hırdavat listesindeki malzemelerden hiçbirini bulamamış. | Open Subtitles | لم يجد أي من الأدوات في قائمة متجر القطع الغيار |
| Bu öğeler, yenmeyecek listemde. | Open Subtitles | هذا من قائمة قوانيني -أليس مذكوراً في قائمة قوانينك أن تستمع إلينا؟ |
| Aklımdaki uçsuz bucaksız listede yardım edebilirsiniz. | Open Subtitles | حسناً،لنكون جريئين أي فرد تريده ضعه في قائمة و هنا يمكنك مساعدتنا |
| - Davetliler listesindeyiz. - İsminiz? | Open Subtitles | نحن في قائمة المدعويين - الاسم - |
| Resmen personel listesindeyim, konuyu anlatmak ister misin? | Open Subtitles | والآن بما أنني رسمياً في قائمة الرواتب أتريد أخباري عن العملية؟ |
| Bu film, sahte ve yapmacık "Schindler'in listesi" filminden çok daha iyi. | Open Subtitles | المحرقة هي أفضل بكثير من أن faky، متصنع شندلر وتضمينه في قائمة. |